29
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1222
Okunma

’Gönlün ızdırabı içinde, aşk yanarsa kalır gebe
Bazen hakikata varırsın, bazen dönersin körebe’
Tan’ın beklentileri, birden bire çöktü içime
umutsuz ruhların, kızıllığında
Utanıyorum
kahpeliğin; ince hesap peşinde ki, kanlı deryasında
Damlanı; bir çırpıda, çalıyorum deli gönlüme
anların, meraklı zamanları çöküntüleri de kime
Düşünüyorum
Ve yutkunuyorum.
An çıkmazlarının kaldırımlarını sayıyorum, karası taşların üstünde
Her anın da, bir kör boşluğunda uyanıyorum
doğarken sabahların
hisler prangalı kalıyor, benim de sana mahkûmluğumda
Vuslatı bağlamışlar
Kan kusan isyanların da, cirit atıyorlar
Çirkince
Kabaca resimlerin süsler, aşka sarhoş duvarları
Mazin geliverir, gözümün önüne
Dikilir
Kayıp olan sisler çıkar karşıma
Ruhumun beklentileri devrilir, ilkönce.
Bulutların; bağrının içinde gizli, bir soğuk kar
benden çekişte alıyor, tüm beyazlığımı
Üşüyorum
Alnıma çaldığın karalar, tek tek kızarıyor
utanıyorum
Bağrıma saplanıyor ihanetin, o kahpe hançeri
ilklerde parlıyan umutlar çömeliyor, yeşilce
fırtınaları karışıyor, hoyratımın
söküşte de çıkarıyor, mutluluğumu
Yol boyu da dökülüveriyor ati, maziye çarpıyor
katı lokmaları düğümleniyor, boğazıma
ölüyorum.
Yeniden doğuşun ufkunda, tan’ı beklemem lazım
açarak tanrıya, şükrün içinde mahçup kalan ellerimi
ve vuslatı tanıyabilmek için
saflığıma, sığınıyorum
Bir ana kucağının şefkatli kollarında dolanıyor, tüm umutlar
Emeklerimin göğsünden, umutla emiyorum
Allah’ımın vereceğine, minnet dalgaları için de dalışta
Bekliyorum
Biçareliğime de, yanıyorum
doğmuyan tan’ımın ufkunda, karanlıkları tarıyorum
Gel işte, sök bağrımdaki acıtan köklerini
Sakın, üşenme
Aydınlatırmısın bilmem ki, tan’ının ufku önümde
Dağlar arası sıkışıklığında
Zahmetin fedekarlığında, gülüşünle çıkarmısın acep yerinden
Seni arayıp da dururum güneş misali, donmuş acizliğimle şu ömrümde…
(02.12.2011)AZAP…
5.0
100% (30)