1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
802
Okunma
Senden hatıra kalan perdemi aralayıp
Gözlerine son defa bakmaya ahtım vardı
Bembeyaz bir sayfaydı elinle karalayıp
Sonra kalan her yeri yakmaya ahtım vardı...
Karanlık geceme güneş gibi doğardın sen
Yaralı bu kalbime yağmur olup yağardın sen
Yüreğim senin idi milyon kere sığardın sen
Gönlüne sevda olup akmaya ahtım vardı...
Artık anmasın diye dilim senin adını
Menekşe dallarına bağladım muradını.
Can evime sığınmış bir kuşun kanadını
Her gece düşünmekten bıkmaya ahtım vardı...
Acı düştü hisseme sevgi denen mevsimden
Hayalimi saklayan sade kalmış resimden
Seninde bilmediğin; muamma adresimden
Bir ``Hoşçakal``demeden çıkmaya ahtım vardı...
Yüreğime yükleyip ’Elveda’ kelamını
Nasıl düşünürdüm ki ayrılık ilamını,
Dünyalara sığmayan aşkımın anlamını
Başka bir kalp evine tıkmaya ahtım vardı...
Omzuma çileyi teker teker yükleyip
Sevdamın umuduna kederleri ekleyip
Geleceksin diyerek sabah akşam bekleyip
Alnının ortasına sıkmaya ahtım vardı...
Bana hediye ettin sevginin siyahını
Tam sırtıma dayadın ayrılık silahını.
Bense yetim koyduğun aşkımın günahını
Vefasız o kalbine yıkmaya ahtım vardı...
Şiirimin her cümlesi bir tek sana hitapken
Kalp evim yara aldı gönlüm böyle bitapken
Aşkımız roman gibi yarım kalmış kitapken
O kalbine ismimi sokmaya ahtım vardı...
Serkan ERTAN