Kadıköy’den bir fotoğraf...Sen bir pastane önüde poz vermişsin ve fotoğraf karesine bir şarapçı girmiş nasılsa...Buldum onu


Ben o yoldan, onunla hiç geçmedim.
Sen benim yerime geç be şarapçı.
O zıkkımı denedim , içemedim.
Sen benim yerime iç be şarapçı.

Senin de hayatın silik mi silik.
Gönlün kırık, kalbin delik mi delik.
Helal ettim. Al sana bir metelik.
Bu şişe de benden aç be şarapçı.

Ha bire kendinle yaparsın savaş.
Bu yüzden mi adın kör-kütük, ayyaş?
Senin de, benim de gözlerde hep yaş.
O bile bize çok. Suç be şarapçı.

Dertler çile çile, dertler bir yumak
Sana da, bana da yoktur uyumak.
Kim ister ki bu masalı okumak?
Kalemi, kağıdı saç be şarapçı.

Ne yüzde meymenet,ne gözde hare.
Yılgın, bitik, iki adet biçare
Mezemize ortak bir kaç da fare
Yaparız tek kale maç be şarapçı.

Hangi oklar yüreğini deliyor?
Hangi şeytan yine akıl çeliyor?
Aman, Eyvah..Senin Leyla’n geliyor
Gözünü seveyim. Kaç be şarapçı.
------------------------------------------------------------------------------------------------

Derdine dermanmı içtiğin şarap ?
Onu da beni de kurtar ey Yarap !
O içerek ben içmeden olduk harap
Selamın başıma taç be şarapçı.......

İbrahim Erzurumlu ( Deli İbo- Selim de diyorlar )

------------------------------------------------------------------------------------------------

Başına sarmışlar derdi illeti
İçmeden kim çeker bunca zilleti
Varsın söylensinler boşver milleti
İçtikçe kendinde geç be şarapçı

Çaren mi var başka dertten kaçmaya
Şansın mı oldu ki hedef seçmeye
İmkan kalmadıysa artık içmeye
Kurtul bu dünyadan göç be şarapçı

Fikret Yılmaz Çavdar