2
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1930
Okunma
-Yüreğinin bir tarafı hep karanlıktı… Yıllarca hep bir yanı eksik büyüdü, üvey annesinden anne sevgisi beklemişti gereksizce, soğuklarda kapılara atılmıştı. Yıkık dökük bir ömrün sayfalarını karıştırdıkça hep yarımlar, eksikler çıkıyordu karşısına ya da en kötüsü olan aldatılmışlıklar. Bir şeye hiçbir zaman ilk sahip olan olmayışından mıydı neden bilmem koskoca bir öfke kaplamıştı içini ve artık eline kırbacını almış, şaklatıyordu. “Seviyorum!” dediği, “Sen, teksin..” dediği ne çok “tek” vardı. Sonra her birini bir dağ ardına bırakıp dini de kendine alet edip, sadaka vererek kefaretinden kurtulduğunu sanıyordu yalanlardan, yeminlerden. Hiç bakmıyordu arkasına… O, yüreğindeki karanlığa bir nebze sevgi ışığı salabilmek için daldan dala konan bir bülbüldü artık… Sağır kulakları duymuyordu kendine dair hiçbir sözü, ağıdı, nefreti…-
Bakma gözlerime,
Seni unuttum ben...
Gözlerimdeki pırıltıda arama kendini,
Seni unuttum ben...
Gülüşümde arama gözlerini,
Seni unuttum ben...
Adımlarım sana doğru mu gidiyor?
Yelpazemdeki fısıltıda adın mı var?
Kanma, yalandır...
Seni unuttum ben!
28.8.2011
Serap Demirtürk