De hele
de ki;
hangi gece yâr eder beni koynuna ?
gitmişsin kolum kanadım kırık..
(...)
Sızının kurak ülkesine sürgünüm artık
beni göğsümden vurdu bu
zamansız ayrılık
toprak söndürür mü can yangınımı?
yokmuşsun...
pustu dilimdeki senli çığlık...
soğuyor ellerimdeki sıcaklık...
(...)
Ve ben kendine defin
kesildi seni soluyan nefesim
kırık bir
sevda mağduruyum
ucu yanık türküdür
hasretin..
(...)
Ne ağır yenilgilerden geçtim
talan olmuş ömrümde
ne ağular içtim..
zehre kesmiş yüreğime
seni ben amansız kattım ya kendime
yitmişsin/ pervazsızım sensiz her güne...
(...)
Vuruldum sen bakan gözlerimden
parçalandı illegal anlarımın ölünesi hikayesi
ayaz vurdu sol yanıma/bahar düşüme küstü
kaç kirpik kapatışım suretine büründü
daha kaç kez uyanacağım yokluğuna de hele?
(...)
Hazanıma kara zemheri düştü
susmalıydı ardından/suskuya yara düştü
usul bir sancı sardı pusatsız döşümü
bozuldu ezberim/ payıma müebbet keder düştü...
(...)
Gözlerim yağıyor göğün yerine
bu şehir sen kokuyor/ her damla efkar
Diyar u jar şahit olsun
hayr etmem gayrı kendime...
(...)
Sensiz geçecek bir ömrü
yaşanmamış sayacağım
sen diye doğdum külümden
sen diye savrulacağım
bil ki ben her
geceyi sana batıracağım...
(...)
Bitmeseydi be meyman bitmeseydi
gün yüzü görmeyen düşler yitmeseydi
dile geldi
mor dağlarım arkandan
ve ben hep seni diledim Düzgün Baba’dan...
şimdi kara yazgında prangalı sebebim...
(...)
Adını silemeyecek tenimden hiç bir yürek
ağaran saçlarıma hapsettim ellerini
gözlerin hücremdir mahşere dek
her hazan haykıracağım kanayan yaramı
bitmeyecek bu sızı bitmeyecek...
(...)
Ne Zin Memine kavuşabildi
ne Fırat deli Diclesine...
ne durdurulabildi Munzurumun isyanı
ne söndürebildim bu yangını
ötelendi
sevdam halkım gibi
ve ben hala yüreğine mülteci...
varsın senden olsun red kararı...
De hele
de ki;
hangi karar koparabilir içimden sen yanımı?
gitmişsin bıraktığın yerdeyim hala...
...müebbet keder’e