Hey Fatih yiğidim gel hele otur
Dinle neyden gelen öz sözlerimi
Bu derin ney nedir bir dinle
Sazlıktan büyüyen sazın sesini.

Bak nedir işin gerçeği
Toprağa düşen tohum
Zorlar kabuğunu çatlatır böyle
Bir direnç gerekir küçük bitkiye.

Önce karanlık örter üstünü
Kat kat gömülür küçük gövdesi
Sanırsın cansız uyur öylece
İçinde, koca bir çınar büyür de.

Deler fışkırır topraktan filiz
Fatır olan Allah değil mi?
Katı olan kalpler değişir
Fışkırır iman Allah deyince.

Şeytan olmazsa, bu nasıl iman
İman dediğin görünmeyende
Gözünün önünde her şey kolaysa
Dünyada cenneti bulduk değil mi?

O zaman Adem’e zahmet gerekmez
Kemale giden yol aranmaz ki
Maden cevherinden altın ayrılmaz
Potaya girmeyen curuf yanmaz ki.

İnceden örülmüş bir kader var ki
Ölçüler Rabbimin elinde her an
El-Rakib Allah gözetir gözetler
Her şeyi her an Halk eder Allah.

Sanma zalim başıboş burda
Zülmünün kaydını alınır her an
Yaptığı kendine bir zülümdür ya
Bilmemek ne büyük gaflet değil mi?

Vahyin ölçüleri gelmiş buraya
Kimi uyacak kimi uyduracak kitabına
Bu yer öğüt alma yeridir
Kabiller Habiller burda büyür ya
Herkesin hesabı görülür
Mizanın kurulduğu ahiret yurdunda.

(Kasım 2011 İstanbul)