0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1088
Okunma
Ve susar… Ölüm sessizliğine yaşam katar şair
Kırıntı arar yırtık pabuçların taşrasında
Simitçi çocuk; şehir istasyonlarının sürgün gülü
Başkaldırı. Çok sesli diyarda.
Avazı çıktığınca duyurmak ister kendini şair
Okuma özürlü kentin baldırı çıplak varoşlarında
Öksüzlüğünün tek umudu gökteki mavi
Sevgi-seviyorum demesine rağmen.
Oysa kokuşmuştu her şey gibi o, da
Kapanmış kapılar içinde yalnızlık konuşan oda
Çırpındıkça kopan liftlerin acıntısı,
İşe yaramaz Donkişotları meydan okur hayata.
Saban’ın aşındığı kalır akşamüstü şehir panoramalarında
Ya da sırtında sepeti, üçüncü sınıf kemalin
Sağ elinde iki pide, sol elinde bozkır tahini
İki parmağının arasına kıstırdığı sarma
Sevgisini götürür… otuz beş yaşındaki, yetmişlik kadınına
Son tiyatronun bahardan kalma sevişken oyunu
Kapanır perde, İçine düştüğü çıkmazdan
Kurtulma çabasını sorsa da cambazdan
Kendini zehirleyen akrep, yol arkadaşı kumarbaz
Kumarbaz düşmüştü yollara… Son zar’da