Doldurdum şiirimi en leziz hecelerden,
Tadanın, okuyanın damağında tat kalsın.
Güneş doğsun bahtına sıyrılsın gecelerden,
Bazen gülüp oynasın, bazen de ibret alsın.


Karışık sözcüklerden ortaya bir salata,
Fars’ı Deşti kebir’den, lehçe aşk diyarından.
Çok fazla düşünmeyin sıyırmasın balata,
Redifleri hormonlu suvarı(!) hıyarından.


Betimleme bilgece, imgeler kâse kâse,
Ayakları pilicin yolunmamış inciği.
Dansediyor heceler, sanki zilli rakkase,
Kalıbına güvenip, atmayasın mıncığı!


Menüde yüreğimin akrostiş kavurması,
Acısını bol koydum sesi gür çıksın diye.
Klavyenin başında hoş olur savurması,
Mangalda küller uçtu, yapma fazla takiye.


Yanık yanık kokuyor dibi tutmuş galiba,
Elimde bundan başka pişirecek ne vardı.
Beğenmeyen yemesin, yediririm talibe,
Yazdığım olmasada, aşçılık iyi sardı.


Sevmesen de nefis de! Emek gitmesin boşa,
Tarifeye uymadım huysuz nafiye gibi.
Ayar tutturamadım, tuzu attım bir koşa,
Gözlerini yumda ye! Seçme hafiye gibi.


Tadı tuzu yerinde yan bakmayın heceme,
Sayfama gelen herkes bıraksın bol hediye.
Yüreğe sağlık deyin neşe dolsun geceme,
Yoksa kıyar veririm aç bekleyen kediye.


İşte dostlar bu kadar şiirde aşçılığım,
Her gün aynı sofrada birlikte yemekteyiz.
Şakülüm terazim yok neyime taşçılığım,
İşi bilmez aşçıdan, yemek istemekteyiz..


Dostlardan

Yemek yapan aşçıya teşekkürler buradan,
Doyurduk karnımızı bıyıkları sildik biz.
Elhamdülillah deyip şu güzelim sofradan
Tattık en nefisinden, rızkımızı aldık biz...İSMAİL SÜKLÜM


Bu ne güzel bir sofra, kalemden bal damlamış
Yemeğin yanı sıra yürek konmuş sofraya;
Heceleri gönlünün ocağında demlemiş
Dostlar da bir dörtlükle buyursunlar sayfaya...Mustafa Sade




MZiya
15.10.011