14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1077
Okunma
ellerim soğudu havanın rengi
bu değil yazmak istediklerim
dört dolandım güz odası evin içinde
turşu kavonozuna tuzlu su koydum
canım salatalık karığındaki salatalıklara
bakmak için
neden aradı
güneşin ısısı kaçmadan sokağa çıkmak
işime yaramayacak
pencereme sarı ayvaların gülümsemesi
traktörün üstünde ayağı felçli çocuk
terlemiş bıyığının altında mutlu
kimse görmüyordu ayağının aksadığını
bu mu ellerimin koynumdan çıkması
incir çekirdeğini doldurmayan şeyler yazmak
şiirimin karnı aç tohumu yeni
gelin gelin
karın doyurmaktan özge sesler
soğudu eylül sonu ağaçları
ikircikli durdum ortasında dört duvarın
yönlendiren aşkın elinde
neden aradım ağlamaya
sevgilimin dudak izleri kalmış da emeğimde
yoz tarla içindeyim
taşlar ,ayrık otları,ısırganlar
dansetmek istiyor balerin ayaklarım
bir sivrisinek ısırıyor koltuk altımdan
pamuk gibi göğe uzanınca ellerim
neme gerek deyip oturmuşlar çevremde
insan derisi geçirmiş taşlar
vinç bile kaldıramaz yerlerinden
kımıldamak günah ,yürümek ayıp
gözüm açık ,örtük gibi yürüdüm
bozuk yollar acıttı ayaklarımı
yüzüm dondu ,yolların dengi
herkes tanıdık kimse canım değil
ellerim soğuk havanın rengi
yenilmemek umudu ile yenilgiye
gönlüm insan derili taş olmak istiyor
kımıldatmak tümünü insan taşların
büyük bir gürültüyle yuvarlanıvermek
iriliğimle üstlerine !