4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1288
Okunma

“Çelik kapıların sürgüleri okunur
Tomruklar çekilir ardı sıra gözlerden.”
Kırmızı şalında kekre işlemeleri dirayetin
Bütün rastgidişlerin hesabına
Canbozumu vuran gündedir mevsim.
Göç çatışıdır kaşlara yakılan
Çoktan uçup gitmiştir muadilleri yüreğin.
Aza vurulan gemdir firar,
Ve bahanedir üşüyen benlik,
Kötümser hücrelerin karanlığına.
Günbatımı bir çığlık yalımı yüzünde;
Civar kanatlardan duyulmaz olur
Nâr’a, diyâra siperlenen lalenin rengi.
Bir tokattır yankılanan şakağında
Her sözcük, bir akis bırakır adımlara
Nazenin sebatınca kutsallığı taşırır izlerinde.
Semaya ve Cüda’ya yudumlanan antların kadehince masum
Beyaz bir yaradır pervaneliğin,
Nur damıtır teninin çatlakları toprağa,
Asi bir direniş.
Dokundukça yanan bir coğrafyadır
Sevdaya sirayetçi zamansızlıkta
Çıplak ve savunmasız yevminde azığın.
Selamın değdiği namludan közlenir hayat
Sur’a çevirir iki kurşun bakışlarını
Çivilenir sırata iki ucu Hablullah’ın
Ve iki yandan siner iki cihana tanımsızlık…
Bölünen ihtimallerin toplamına adımlanır ömür
Kleptomanik bir nöbet hâsılatıdır mataranda çalkalanan
Üç beş vaktin seherlerinde.
Yaşamak yaşatılmaktır buyruğuna
Bezirgânlık türeyişinin,
Vazgeçişlerine kayıtsızlık hükmünce ağır
Adab-ı muaşeret mekânınca yıkımsız suratlarına
Bir siktir çekilir cerihanın pusatından
Çekilir elleri mazinin ve dökülür yollara ati…
03.10.2011
m.abdırgan
5.0
100% (2)