Yalnızım,
Son bir dilek yazıp duvağımın tülüne, uçuşurken hayalen esen
Rüzgâra bıraktım, umudum
Tutunup tırnaklarıyla bir yerde,
Beklesin bir zaman, temennim
Ebedi eşime gelin giderken, söküp eskimiş olanları alnımdan
Yazıları, camından aşağıya atayım hayali evimin
Pembe sayfasında yaşayan dünyanın
Ölmeden sevenlerin muska diye boyunlarında
Yenisi taşınsın alınyazım.


Sevdiğime inanmıyorsun
Neden, diye sormayacağım gülmesin, duyunca el
Yaşamak isterken bir ömür seninle
Paylaşıp acılarımı da, sevinçlerim gibi sonunda
Ölmek isterim kollarında, çırpınmadan düşmüş gibi suya
Sevdiğime inanmıyorsun o halde,
Lal olmuşum demek ki anlatamıyorum; sağır olman da muhtemel
Gel de kalbimi dinle


- Zembereği boşlamış eski bir saat mi çalar böyle içimde
Yoksa tik tak vuran kalbimin sensizliği mi, acıtan biçimde
Zamanın şimşek zikzakları mı beynimde çakıp duran -


Sensiz dünya anlamsız dedim ya, bu varlığına benzemez
İnan, düşer gibi düşey biçimde kalınca kör noktada
Ha yaşamışım, ha ölmüşüm beklerken
Yıllar yaslı dağlara benziyordu, gelmedin
Dileğim; uzayıp giden yollara düştüğünde
Geçerken bir gün yanından, mezarımın; bilmeden
Durup kimsesizlere Fatiha okursun, aklına geleyim o anda
Ölmüş olduğumu düşünüp irkil, orda beni an
Kahır çekmek, dünyayı omuzlamaktan da ağır
Böyle çaresiz kalmak zor, yeter artık gel
Ya beni yanına çağır
Hasreti çekmeyi öğreneceksin diliyorum, yan


Zehir ol kanıma karış en keskininden, engerekten
Gel suya karış, avuç avuç içerim
Sözlerin kurşun olsun canımdan vazgeçerim
İnan, uğruna durma hadi vur, öldür;
Sensiz hayat haram olsun bana
Sevgili ne olur gel,
Yetmez mi? Ağlayan yüzümü güldür


Her zaman, her gündönümünde, tepeyi devrilirken,
Batarken denizlerde güneş nasıl da aradım
Cennet saklı gözlerini
Cennete girmenin kolay olduğunu sanırdım
Cehennemi yaşarken, tek başıma seni bekledim her gece merakla
Tutsak oldum düşlere, uyandım titrek bir yürek
Bembeyaz yüzümde iki adet faltaşı gibi göz;
Hepsi hayalmiş, ne zaman sonra anladım, meğerse
Gönlüm üzgün, ağlamayacağım artık, söz
Mahir bir el bekliyor sazlıktaki kamış, usta bir nefesle buluşacak
Hasret kaldım; duyacak mıyım o güzel sözlerini
Yeter artık gel, gözlerim görmez oldu
Siyah bulutlarda dolaşırken, yağmur damlaları arasında
Aramaktan izlerini


Söylediklerimi unutma, aklında bulunsun
Aklımdan geçen neler var dilim söylemeye dönmez
Diyorum ki, ölümüm senin ellerinde olsun
Gam yemem asla, dert etmem
Öldür beni sevgilim, yağmur suyuyla
Cesedimi melekler yunsun,
Duyarsan ağlama göstermelik, sözlerin ardına da sığınma, nasılsa
Sen bir oyunsun,

-İşte bundan ibarettir meramım…
Yaban arıları mıdır oğul veren üzerinde yaramın…
Yoksa bu uğultu sonsuzluktan mı? -


NİLÜFER SARP………..24.09.2011