İmkânsız isteklerimin, düğünü var bu gece,
Fincanında tuz ağır, fincanımda ümitlerim sağır,
Annem var bardak dolusu seni isteyen,
Ve babam var, kirpik uçlarımda seni dilenen,
Görücü sohbetlerim var yarım kalan,
Ve kınası yok ellerimin; ama sünneti var ölüm nöbetlerimin,
Namzeti oldum bakışlarının,
Beni An!
Paraleldir duvar resimlerim, çaprazda kaldı heveslerim,
Adası çöl, ismi Nekir bu bekleyişlerimin,
Beni An!
Gurbetteyim, eksenimde sadece seninim,
Ay’ı ve Güneş’i yoktur sevgi meridyenimin,
Kurtlar çıkar madenimden, İçi boştur hep kümeslerimin
Kapısı hikmetle açılır duygu tünelimin,
Kuytularda ararım hep seni, sır kalır iffetli yeminlerim
Marangozu, bıçak biler halvet yalnızlığımın,
Tahtası çizik kalır, karyolası bozuktur işçilerimin,
BENİ AN!
Yıldızlarda tokmak yiyen bencilliğimdi, benlik ağrısı,
Geceleri bekâr gezen duvak çiçeklerim…
Çiçeklerde kalır gelinliğim, gelin başı isteklerim,
Seherleri azapta kalır cennet gülüşlerim,
Beni An!
Seni babandan ben isterim, Kundakta kalır emirlerim…
Kabrini eşse, ölü tırnaklarda köstebek gözlerimde yanar,
Perdede kalır karanlık dulluğum, ben bir kirim,
İffetimi çalar, izbelikte gezinen bolluğum,
Ahtapot yarınlarımda düğünüm uzar gider,
Sensiz çiğ avuçlar solar, gölgede kalır kuyum.
BENİ AN!
Saksısı pirinç yutmuş bir rengim, boşa açar çiçeklerim,
Lacivert bir kâbus, biraz tarçın ve ben pişmişim,
Yemeği bozuk kalır hep imtiyazlarımın,
Beni de al hizmetine, hazırım, al beni de benliğine,
Yok oluşa hazırım, kafesimde kelepçe de var,
Ben boşlukta kalırım… Çarıklarım yıkanır ben çıplak kalırım…
Çocuk masallarında ki canavarım, ben sehpa tahtında kalırım,
İdama hazırsa kalpler, ben çoktan yol alırım…