4
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2037
Okunma

’Gözlerin gözlerime değdiğinde’
Sınanmazdı sevgimizin gücü
Kafa tutardım bu kente
Ve en yenilmez acılara pervasız
Ülkeler ufalardım isyanlarımla
Kaygısızca
Elsiz ayaksızım nicedir
Kalbe kılıç darbesi almış esirin sancılı duruşundayım
Sür tekmilde cellât bakışlı işgüzar kader
Sıtma sancılı acılar dokur etimden tırnağıma
Avuçlarımda acı parçalarıyla
Başlar küskünlüklerim nizamsız hayatla
Fakat ben yine…
Yıldızsız gecelerin tanıklığında, umut ilmikliyorum tanyerine
Halis aşklar çalıyorum üveyiklerden bir tutam sevinç niyetine
Her kuşluk vakti başlayınca gam nöbetlerim
Diyetimi imbikten yudumluyorum
Hediyedir diye senden bana bu şölen
Sızını koynumda uyutuyorum
Susmuş vakit öğüten takvimler ömrümün tenhalığında
Karanlığın oylumlarında yok olsa da umudum
Zaman dolamadan kırbacını eline
Seni alnımda,
Adını adımın önüne yazıyorum
Ey bakışları kışla sevgilim!
Kanatıp durma, taşıma alnında acının yamalı izlerini
Çık ölümün şeridinden, dirilsin gözlerinde ölü baharlar
Yağmursuz topraklar gibi durup durup çatlatma sabrını
Acılı dokunuşlarla gelir kandili bulanık akşamlar
Kilit üstüne kilit vurulur doğumu sonsuzlaşan diline
Tükenir göklerde kanat çırpan öpülmemiş günlerin
Düşlerinin ortasında aşk söküğü uçurumlar
Çekilir safir gözlerine küskünlüğün sürgüsü
Her damla yanağından bir buse alır
Dizlerinde düş kırığı kasım yorgunluğu
Dudaklarında mor öpüşüm kalır
Ey kavlimin kutsanmış yanı
Hisset sükûtu ay ışığı gümüş gecelerde
En çocuksu sesinle mimle sevinçlerini ufuklara
Burcu burcu muştularla,
Yalnızlığına eş rüzgârlar ısmarladım sis bulvarı yüreğine
En masum halinle kır zincirlerini çığ akışlı ömrünün
Sınırsız özgürlüğe bırak kendini
Kanatlarında özlem saklı turnalar yolladım mor dağların ardına
Anne kokusu gibi yayılsın saçlarına, unutma!
Bir mayıs akşamında apansız
Mutlak geleceğim muhkem kapına
Ve hasret çehremde çürük bir tuval
Bıraktım keder çizmeyi
Unutma sevgilim;
Umudum saksıda iki lale fidesi.
5.0
100% (4)