7
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1951
Okunma

// aşığım dersen belayı aşktan ah eyleme,
ah edip derdinden ağyarı agah eyleme //
ziya paşa
içimde…
kurak mevsimlerin yılgın coğrafyası
içi boşaltılmış umutlarımın duldasında kırık hayaller
dizginlenmiş boynumda küflü kelepçeler
ellerimde ölü sığırcıklar…
.....
uykusuz…
kaç gece daha yaşar insan
kaç gece daha karanlığa ah! çeker
unutulmuşluğun bezginliği yüreğinde kaç eylül daha ağlar
ruhumda ki
tüm kadınların yüzü eksik
oysa Afrodit’ ten daha güzel tenleri vardı
zencefil dudaklarından güldükçe yaseminler dökülür
dolaşık saçlarında amazon zenginliği…
ve parlak gözlerinde, tutkulu kıvılcımlar
aşk diye çarpan kalplerinde binlerce yıldızlar yanıp söner
sedir çamlarının hoş kokusunu andıran nefeslerinde ise
baygın serçeler kanat çırptırırdı
_öldüler
_öldürdüler
_öldüm
zaman…zamanı eskitirken çürüyen vakitlerde aşk / sahipsiz
aşk, kıymet bilmeyenlerin elinde harap
......
yangınlardayım…
aşkın yolundan çark etmeyen gezgin bir ruhum
önümde dik falezler ardımda binlerce ölü… olsa ne çıkar!
“sen yine aşkın şarabını sun” saki
uslanmaz akıllanmaz bir deliyim
aşkın belasına hep müptela
esrârına bin vurgun yüreğimse
hep nâçâr…
06- 09 -2011-
firuzem