3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1077
Okunma
önce aceleci yapraklar düşer omzuna
bitti bahar, anlarsın
el yapımı çiviler döverler demirciler sonra
yol zamanı bu
yüreğine çakılacak sanarsın
damga yemiş mevsim har’lanır mazine
kaçarsın
yunur yıkanırsın...
sen mi ağırsın şehir mi
kim kimden taştı bilinmez
kendine döner çelik yuvarlak söylemez
asılmaz gidişler duvarlara tablo misali
arsenik deliği ayrılmalar silinmez...
bir sağ lob’undadır haritan bir sol, kıble’n bile kayıp
ayağına geliyor dağlar,cömert
yamaçlarda lambası sönük viraneler
bazılarında duman,acep kim üfler
ah...anadolu’um ,hadi gel de terket...
tokların masa başı vatanı, kalem ucu sevdası
ve düpedüz uydurması
ne dibinden oluyor seni anlamak
dublör’süz yaşaması...
canlar da ayrımsız yollar da,ekmeği emek bilenlere
biz nere onlar nere
tek aşk için sahip çıkarlar eylül’lere...
yol
baş üstüne
ekmeğimize de gideriz
hasretlimize de
kasım
5.0
100% (8)