16
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1215
Okunma


Ruhun ötelerinde
Sonsuzluk sesinin aksi
Göğsüme çarpıp dönerken geriye
Ufkun çizgisi kaybolur gözlerimde
Yorgun günün iç çekişleri
Çıplak güneş, bırakırken ellerime
Vaktin darlığı
Sancılı rüzgâr estirir başımda
Gökyüzünün rengi solar
Akşam
Yitik bir çocuk doğurur kucağıma
Kan deryasına bıraktığım kuluçkalar
Döllenir yatağımda
Umutsuzluk
Kuru soğana sığınmış
Hayatın acımasızlığını, kurak mevsimlerin
Açlığında doldurur heybeme
Konuşan dil ortadan yarılır
Çatlar dudak
Susuzluğun kavurduğu topraklarda
Asırlardır bedene yapışan kene
Kan emer kan kurutur
Siyah vücuda sığınmış iskeletleri
Döker ellerimde yeryüzüne
Sancılı buluşmalar
Döngüsüz ayrılıklara gebe kalır
Açlık iki damla gözyaşını kıskanır
Dişi kadının kucağında ölür siyah bebek
Yorgun dünya aç bedende susar
Gül bakışlı Ana
Utancından çatlak toprakların yarığına sokulur
Yıldız ülkelerinde maviler karanlığa çöker
Ve
İbrahim yüreğimizin dehlizlerinde
Putları kırar
Nemrut sırtlanlarıyla hazırlar ateşini
Cehennem narında zebanilere yem olur
İnancımız ötelerin ta ötesinde
Zümrüdü Anka düşer
Kurak esmer topraklara
Utancından çatlaklara sığınmış gül bakışlı Ana
Yeniden dirilir yeryüzüne
Umutsuzluk deryasında umut gemileri yüklenir
Tayfasız yol alırken uzak ufuklara
Nice siyah çocuklar doğurur ellerime
...........................
.........................
Dünya üzerinde açlıkla boğuşan insanlara adanan bu şiirimi günün seçkisine layık gören edebiyat defteri sitesi yönetimine ve seçici kurula sonsuz teşekkürlerimi sunarım...Saygılarımla
5.0
100% (15)