24
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2463
Okunma
dokuz ışık yanar garibanlar sokağında
üçü beyaz, altısı kırmızı
loşluğun altına postu sermiş
cüzdanları boş delikanlılar
sazın ince tellerinden dökülür
’çanakkale içinde vurdular beni’
dünleri türkülerde yankılanır
tarih damlar gecenin ayazına
umutları dürülüp atılmış yiğitler
ülkesinde müstemlekelik yaşar!..
’vurun abalıya’ derler ya hani
ata’nın yurduna sahip çıkıldı diye
kırbaçlanır ülkemin çocukları
öldürülür aşka sevdaları
gül tomurcuklarında beyazlar
al kanlara boyanır da
öz yurtlarında yaraları sarılmaz
altıncı finonun (!) köpeklerine
’selam’ durmak adına...
kurtuluş savaşı hikayeleri dinlerdik
köy odalarına sinen tılsımlarda
acılar tazelenirdi toprağa verdiklerimizle
yanardık çocuk yüreklerimizle biz
vatanın nasıl kurtulduğunu duydukca coşardık
yarınların medeniyetinde ’varız’ dedikce
bakışlarımız kurtlaşırdı geleceğe
gönlümüzün karanlıklarına güneşimiz doğardı
hayeller yaşardık bu günlere!..
gel gör ki dostum sen şimdi ülkemi
eylül’e boğdurdukları halkımın küskünlüğü
darbelerde beli bükülmüş fidanlarım
hamballaşmış has evlatların bedbinlikleri
ve dahası; her gün kurşunlanan mehmedim
kimliği çalınmış gençliğim
orospu damgasında kızanlarım
bir herif GÜL’lere kibrit suyu ekerken
hilalin ağıtlarına kulaklarım tıkalı
ufkuma yazdığım hayallerimi tüketirim
muradımı göremediğim memleketimde
çaresizliğimde azar azar ölürüm !..
...