28
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1746
Okunma

Kim bilir ki, belki de;
Mutluluğun sersemlettirdiği, o bin bir tebessüm
İteleyiveriyordu aniden, beni yola
Çok hızlı adımlarla
Yüreğimde de hiçte yoktu, şöyle veya böyle, bir yerlerde mola
Az da;
Zıplamışmış gibiyim.
Ceplerimin ellerimi kilitlediği, salınan o sahnenin hapsinde
Gök ve yer, ne kadar da hoşlar böyle.
Şen şakrak yürürken, istersen bir de şarkı söyle
Derken…
Yanı başımda, elinde ekmek torbası ile
Orta hal ve yaşça biriyle, aynı hizaya geliverdim
Tebessüm içindeydi, gülen gözleri
Bu onun; son bir anlık mutluluğuydu, içten hissettiği
Bir tek adım, önüme geçti ki
Karanlık bir siluetteki bir el, başına silahı bir tetiklik dayadı
Tek barutluk, kof bir ses
Pat…
Adam çuval gibi, yüzüstü seriliverdi yere
Nimetler saçılı verdi, ayakaltlarına
Günahsa, günah
Yazıksa da, yazık
Kalpte, Allah korkusu olmadıktan sonra
Karısının can havli ile attığı onca acılı çığlıkları
Sanki
Birden bire patlatıveriyordu, kulaklarımı
Çocuklarının da, isyankâr feryatları sarmıştı ortalığı
Yaşlıca bir babanın; diz bağları çözülüvermiş, beli de kırılmıştır belki de
Acılı bir anne yüreği, lime lime olarak parçalanıyordu
Kim bilebilirdi ki?
Arkadaş ve akraba çevresinin de, yürek yangınları da sardı bedenleri
Beynim uğultuyla döndü
Ve durdu birden; sanki de, tüm insanlığı hedef aldılar!
-Tutun!
-Yakalayın şu zalimi, sakın ha!
Kaçamasın, diyebildim
Biri bir çelme takarak, yüzüstü yere yıkıvermişti
Sırtına basmıştı bir başkası, depreşmesinler tüm zalim yürekliler diye
Yaklaştım?
Zaten silahı da elinden fırlamış, ileride yerde duruyordu
Parmağımı başına, sanki silahmış gibi dayadım
-Vurduğun kişi, evine ekmek götürüyordu
-Ve o şehit oldu
-Vallahide, tallahide şimdi sen burada mundar gebereceksin, dedim
Ağlıyordu!
Çırpınışları, çaresizlikten
-Affedin çocuklarım, annem, babam var
-Acıyın, ne olur bana!
Be kardeşim; sen ona bu fırsatı verdin mi ki, onunda buna hakkı yok muydu?
-Kan davalısı mıydın, yok?
-Tanıyor muydun, yok?
Bre gafil; sen kimi vurduğunu da, bile bilemiyorsun?
Öylemi?
-Ağabey bana gösterdiler vurdum, bu iş davamız uğruna
-Tükürülmez bile biliyor musun, senin gibilerinin şu sıfatına...
Doğulu- batılı, Sağ-sol, Alevi-Sünni, Laik-Laik olmayan, Kürt-Türk ne ki?
Hep de dava uğruna, bu davalar da ne ki?
Adalet ve Hakk’a niyetin içinde olmak, doğru dürüst yaşamak
Sağ veya sola göre, zor ve farklı mı ki?
Türk veya Kürt kardeşim; dünya çapında batıda sınırları kaldırırlarken
Doğuyu acaba neden ki, bölüp parçalıyorlar?
Ve bu nedenini ben neden ki, bilemiyorum?
Dava adı altında ki bunca nankörlükten, otuz beş bin kişi mazlumken
Her gün de, her yerde şehitlerimiz varlar
Demokrasi adı altında, ırakta milyonlarca Müslüman katledilirken
Bizim içimizde ki; satılık ve dönme körlerin elinden
Giderilemez, bunca üzüntü...
Apo denilen mundarın; kızları kirleterek, yüceltiyorum demesi gibi???
BU P.K.K VURDUMDUYMAZLIĞINI DA, NEDENSE HİÇ ANLIYAMIYORUM BİR TÜRLÜ…
Her konum da ve yerde nedense hep, Müslümanlar ezilir?
Ya da!
Ya bizler çok aptalız, bilişte anlayamıyoruz
Söyler misiniz lütfen, tüm bunları kimler ki bilir?
Yoksa
Müslümanları öldürmek ve öldürtmek, batılılara kökten mubah mı sayıyoruz?
(23.08.2011)AZAP
5.0
100% (14)