11
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
2375
Okunma

Üzgünüm!
Çekingen bir tavırla uzatmaya korktuğum kalbime
Sadece aşkın cüretiyle duasına durduğum senli dileklerime
Ve ellerimden yerlere saçılan kirli defter sayfalarına
Mağrur bir zaferle bakacağın kadar, gözlerine karıştığım için
En az senin kadar suçluyum
İki dudak arası bir moladır şimdi ölüm
Çünkü ben hiçbir zaman “seni seviyorum”una yetişemeyeceğim
Şimdi hangi sokak lambasının ışığına sokulsam
Gözlerimi kamaştıran güneşini soracağım kendime
Ve içinde masallar anlatılan evleri özleyecek bir türlü büyümeyen yanım
Bilsem de olmadığını kahramanların
İçinde baba olan gerçek yaşam hikayelerini anımsayarak avunacağım
Yoksa nerdeyse inanacağım külkedisi olduğuma
Ki bu ayak sesleridir ölümün
Çünkü ben mecburi ayrılıklar varisiyim
Aşk cinnet
Aşk cennet
İkisinin arasında bir yerlerdeyim
Ve uzaktan izliyorsun
Sevgine sessizce dil(l)enişimi, kendime direnişimi
Çünkü aşk(ın)a sığındığımı
Kutsal kitaba İnancın(m) kadar biliyorsun
Ve görüyorsun yorgunca yalpaladığımı
(Bilmem ki daha ne bekliyorsun)
Elbette biliyorum
Losyon kokulu bir adamın göğsünde uyumakla
Güven veren bir omuzda sabahlamanın o ince ayrımını
Sen yine bildiğine say, aşkı, sevgiyi karıştırdığımı
Nasılsa kaybettim
Nasılsa gidiyorum
Ve bil ki,
Ben erteledim bir ölüm sonrasına
Sana hiç söyleyemediklerimi…
de_soulmate