ama bu şiiri ben eylüle gireceğiz diye yazmıştım:)) teşekkürler.

Can Ablam, size ne kadar saygım olduğunu bilirsiniz. Zamanında çok kulağımı çekmişliğiniz vardır. Ama sizden ve sizin gibi salt şiire önem verenlerden çok şey öğrendim. Şu sıralar pek siteye girmese de, Remzi Çinko (cinar39) hocam da çok kulağımı çekmiştir. Hep söylenilen bir şey vardır: ''Eleştirilmeyecek şair yoktur, eleştirilmeyecek şiir vardır''
Yani, bir şairin eleştirilmeyecek şiiri olduğu gibi, eleştirilebilecek şiirleri de vardır. Önemli olan şair ismi değil, şiirdir.
Bizler de şiir için, şiir adına bu sitede varız.
İster aruz, ister serbest, ister hece olsun tüm iyi şiirleri okumaya çalışıyorum. Elbet vaktim yettiği kadarıyla. Öyle güzel şiirlere rastlıyorum ki, adını daha önce hiç duymadığım arkadaşlar. Bazı ufak tefek hatalar oluyor, ya özel mesajla ya yorumla belirtiyorum. Bir ışık var o şairde. Bazen sert tepki ile karşılaşıyoruz, bazen de teşekkür alıyoruz. Bunu neden yapıyoruz ki? Her şey şiir için.
Size bir anımı anlatayım. O zamanlar seçki kurulundayım. (Sanırım en az iki yıl önce, şimdi değilim) Her gün sabahlara kadar, kimsenin hakkını yemeyeyim diye, gözlerim kan çanağına dönene kadar her şiiri okuyorum. Şimdi olsa yapamam. Vaktim yok. Bir gün oğlum rahatsızlandı, tüm şiirleri okuyamadım ve tanıdığım birkaç şairin şiirini okuyup puanlama yaptım. Ama, ertesi gün acaba başka iyi şiirler var mıydı diye yine siteye girdim. Lacivertiğnedenlik'in çok güzel bir serbest şiiri vardı ve ben ismini bilmediğim için o şairin şiirini okumamıştım. Bir gün geçtiği halde beyaz kurdele taktım o şiire. (Artık günün şiirine önermem mümkün değildi) Sayın Lacivertiğnedenlik, bir gün sonra niye beyaz kurdele aldığına şaşırmıştır. O, bir vicdan muhasebesiydi. Seçki kurulunun işi gerçekten zor. Ama, neden iki serbest, bir hece seçimi var onu da anlamış değilim. Güzel şiirse üç serbest olsun, güzel şiirse üç hece olsun veya iki hece bir serbest olsun. Ama iyi şiir olsun. Sanırım bu biraz politik bir olay. Ben anlamadım.
Diyeceğim şu ki Can Ablam, önemli olanlar isimler değil, şiirler. Şairler kırılmaz. Onlar dudağındaki ıslığı her ortamda çalarlar. Onun için şairlerdir zaten. Saygılarımla.

şiir benim belki ileride duygularım düşüncelerim değişirse o da değişir, o kadar hatalı şiirin içinde bu nedir ki? Şimdilik kalsın.

''Merhaba diyelim mi beraberce eylüle''
Diyelim can ablam. İnşallah eylülümüz hepimiz için iyi olur.
Sayın Oflu'nun eleştirisine ben de katılıyorum.
''...huzur evine mahrum'' anlam olarak bir şey ifade etmiyor. ''...huzur evine muhtaç'' olabilir belki. O zaman alt mısraların değişmesi gerekiyor. Yani orada bir anlam kayması var. Ancak, bu güzel şiire nazar boncuğu olsun o da.
Saygı ve selamlarımla.

Ben değiştirin diye söylemedim Afet Hanım, Yazdığım şekiller bir anlama geliyor ama sizin yazdığınız " huzur evine mahrum " un ne anlama geldiğini anlayamadım.
Merakım buydı.
Yoksa, " içimden geldi yazdım, ben yazdım oldu" mantığına çok alışık biriyim.

Bu şiir özele yazılmadı, siz sadece çoğul anlamda kullanıldı. Eylülün eşiğindeyiz, iyi dileklerim var ve en kısa zamanda gerçekleşmesi için eylülü seçtim. “Huzur evine mahrum” derken huzurlu bir evi ( huzur dağıtan, insanın huzur bulacağı bir mekân olarak düşündüm) kastettim. Gerçek anlamda huzurevinden bahsetmedim, ama huzura kavuşmayı dileyen huzurevi sakinleri için de bir anlam taşımasını istedim. Huzurlu eve mahkûm olarak söylemeyişimin nedeni o dur.

Bu şiir mutlu olamayan, darda olan, haksızlığa uğrayan, sıkıntı içinde yaşamaya çalışan insanlar içindi. En çok da son günlerdeki terör olayları yüzünden can sıkan, her şeyden vazgeçirecek kadar üzülen aileler için yazdım. Ve en büyük dileğim biraz da bencilce olabilir eylüle kadar olayların dinmesi, ülke olarak huzura kavuşmamızdır ki eylülün ilk haftasında oğlum da askere gidiyor.

Sizin dedikleriniz gibi de olabilirdi, genelde önerilerinize göre şiiri değiştirsem de bu sefer değiştirmeyeceğim. Kusursa o da kusur kalsın, çünkü gerçekten içimden gelerek, kurgusuz olarak yazdım. İlginize teşekkür ederim her zaman saygılarla efendim.