Ben teşekkür ederim

İrayi ne zaman bu inançın takipçileri bir kenara bıraktılar ve dediler ki Hz İbrahim'i ateş yakmadı, demek Allah istediği için yakıyor, istediği için yakmıyor. Yani Allah tüm kanunları her zaman her işte değiştirebilir. O zaman ne yapalım dediler biz dua ve zikir ehli olalım çalışmayı bırakalım ve kendi iç dünyamızı dönelim.
Bunları söylerken aslında Allah'ın kainat kitabındaki ayetleri okumayı bıraktılar. Böylece yarım bir bakış açısı kaldı. Gerçi yeryüzüne inen ayetleri okusalardı orda göreceklerdi ki bu ayetler bu kitabın ayetleri onları kainat kitabının ayetlerini okumayı teşvik edecek.
Ateş yakar ya da yakmaz bunlar sabit kaderdir dediler. Bu kitapta yazılmış Allah bizim tüm hayatımız baştan itibaren programladı ve biz artık ne yaparsak yapalım değişen olmayacak. Yanlış bir kader inancı. Halbuki kader bir ölçü demek, bir kanun demek. Allah ateşe yakmayı suya serinliği vermiş. Elbette Allah kendi kanunlarını gene kendi sünnetullahı ile aşar. Allah adildir. Allah hiçbir zaman hesapsız iş yapmaz. Daha düne kadar bize büyük mücize gelen anlayadığımız şeyler çözdüğümüzde işte diyoruz bunun ölçüsü kanunu bu yani kaderi bu. Kaderi bildiğin zaman eşya istediğin gibi kullanıyorsun.
Evet Hz İbrahim'in ateşe girmesi ve yanması örneğinden hareketle evet Allah kendi koyduğu kanunları aşar elbette ama bununda bir kanunu var. Allah'ın bir sünneti var. Sen eğer Hz İbrahim gibi Halil bir kul olursan elbette Allah'ın yardımı gelir. Ve Allah'ın dilemesidir.
İşte serbets iradeye sahibiz değilse cennet cehennem niye var. Daha önceden bellir bir kader inancı yanlış. Müşrik kader inancı bu. Onlar diyorlardı ki Allah isteseydi biz böyle inanmazdık demek bizde bir hayır var demek bizim yaptığımıza Allah izin veriyor bu kaderimiz o zaman biz doğru yapıyoruz. Allah dilemediği bi şey olamayacaksa biz ne yaparsak yapalım sonuçta Allah'ın dediği olacak o zaman biz bu günahtan sorumlu değiliz diyorlardı.
İşte serbets iradeyi kabul etmeme. Ahirete imanda aslında serbets hür iradye inanmanın bir göstergesidir. Çünkü bir hesap vaktine inanan ve bu hesap vakti için yaptıklarından sorumlu olduğunu düşünen kimse ona göre bir hayat tasarlar kendini ona göre düzenler. Yani iradesini ona göre kullanır.
Son olarak El-Rakib esması çok önemli. Gözeten gözetleyici bir Allah var. Evet Allah gözetliyor çünkü kulun serbest iradesi var, sabit bir kader yok. Elbet Allah sınırsız ilmiyle biliyor olacakları ama bu her şeyin baştan yazıldığı anlamına gelmez. İşte Allah bizi gözetliyor ve her an hayatımız müdahil. bizde ki iyi yada kötü bir değişmede tüm senaryo yeniden, tüm sınamalar, sınavlar yeniden yazılıyor. Evet burada Mustafa İslamoğlu'nun esma derslerini ve tüm kitaplarını şiddetle tavsiye ederim.
Bu kadar niye yazdım bir tekrar bir beyin jimllastığı olsun. bildiklerimi paylaşmak adın bu benim sevap haneme bir artı yazılırsa ne mutlu bana
İnşaallah yazılır.
Hidayet Kur'anı anlamaktır. Kur'anı anlayan hidayete eren kimsedir. Hidayet öyle boş bir şekild gökten inen, insan iradesi çalışması dışında olan bir şey değildir.