32
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1588
Okunma

Bu gece;
Sabaha karşı, o fecri kâzıp da
Dön yaratana da; secdeni yok etme, azıp da
Gül ile demimde ben, hoşça dolanıp da durdum
Gönlümün selinden;
Aşk ile saygı ve sevgilerimi sundum.
“Allah Resulü sallâllahû aleyhi ve sellem’e
O mübarek yüzü; dolunay gibiydi yine parladı
Baktım, baktım da, seni görüşte doymam mümkün mü?
Ya! Resul ALLAH!
Tarifin bile, mümkün değil
Zira "Sen"; Hakk’ın sevdiği o yüceler yücesi kulsun
Tasvirlerin bile, sana erişemez
Birisini aradım ve buldum, buyursun anlatıp da gönül aşkımızı yakışta doyursun;
“Burnu; gayet, çok güzel idi
Gür sakallı
İri gözlü
Düz yanaklı idi.
Ağzı geniş
Dişleri inci gibi, parlaktı…
Boynu; sanki bir gümüş huzme’si idi
İki omuzu arası geniş, omuz kemik başları kalın idi…”
Çok yakışıklı ve alımlı idi
Ruhumuza işleyişinde, varlığınla şenlendik bütünüyle
Şükran duyduk, bize kattığın tüm güzelliklere
Şefaat ancak senden,
Ya! Resul Allah!
Dön de bir kez bak, şu garip kuluna
Kurban olurum, o boyuna ve bosuna
Sancağın altına nail ve kabul eyle bizleri
Boş çevirme; Ya Rab!
Bu mübarek günlerde, sana açışta yürekçe yanan elleri
Gül cemaline, ben meftunum senin
Bir göre bilseydim, o nurlu gülümseyişin
At yere çiğne beni, kıymet bulsun şu aciz bedenim
Canım Efendim!
“Peygamber Efendimiz (sav), ne aşırı derecede uzun, ne de kısa idi;
O bulunduğu topluluğun orta boylusu idi.
Saçları, ne kıvırcık ne de dümdüzdü;
Hafifçe, dalgalı idi
Mübarek yüzlerinin rengi, kırmızıya çalar şekilde beyaz;
Gözleri siyah;
Kirpikleri sık ve uzun;
Omuz başları iri yapılı idi.”
Doldum doldum da, boşaldım
Bir an olsun da, karşında el pençe divan dursaydım.
Nurundan eriyişte; feryat figan yakarırım, inşallah.
Kapında da, ben sürüm sürüm sürünseydim ya?
“Sen ki; tüm kâinatın efendisisin, Ya! Habibullah! (s.a.v)
“Seni” bir an da olsa, bir görebilseydim ya
Yoluna bir düşürsen Ya Allah!
“Allah Resulünün alnı geniş olup, hilal kaşlıydı
Kaşları gürdü.
İki kaşı arası açık olup, halis bir gümüş gibiydi.
Gözleri pek güzel, göz bebekleri simsiyahtı.
Kirpikleri birbirine geçecek şekilde gürdü.
Güldüğünde; dişleri çakan şimşek gibi parıldardı.
İki dudağı da, emsalsiz bir şekilde güzeldi.
Sakalı gürdü.
Boynu pek güzeldi, ne uzun ne de kısaydı.
Boynunun güneş ve rüzgâr gören kısmı
Altın alaşımlı
Gümüş ibrik gibi
Gümüşün beyazlığı
Ve altının da kırmızılığını yansıtır şekilde parıldardı.
Göğsü genişti, göğsünün düzlüğü aynayı,
Beyazlığı da, ayı andırırdı.
Nur cemaline, kurban olduğum
Al beni; tüm varlığım sana fedadır, bu can bile olmaz sensiz
Götürme ne olursun! Kahrolurum sonra utancımdan,
Ya bir gidersem, amel’siz
Binlerce kez uğrunda ölsem bile, o pak cemaline değer
Eğer ki sana layık olamazsam, cennet bile olur bana sensiz cehennem
Belimden de, eğer
Temelimse, zaten çöker
“Ben Resulullah Efendimizin kürek kemikleri arasında bulunan nübüvvet mührünü gördüm”.
O, güvercin yumurtası büyüklüğünde kırmızımtırak bir yumru idi (Et-Tirmizi İmam Ebu İ’sa Muhammed, Şemail-i Şerife, 1. cilt, Hilal Yayınları, Ankara,1976, s. 36) .”
Bu ne şevk Ya! Rab!
Bu şevki duyacak ve diyebilecek derecede
Duygu ve sevgiler içerisinde, coşkularla boğ beni
Aşkınla, mazhar eyle
Lütfeyle de; sana olan sevgilerimin içinde, kahrolayım
Uğrunda yanışta, yıkılışa hapis olayım
Medet Ya! Resul Allah!
(10.08.2011)AZAP...
5.0
100% (24)