6
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
3277
Okunma

Bir damla düştü yalnızlığın koynuna,
göğün yanağından süzülerek aktı kanıma
gönül pencereme vuran damlalar gibi
kirpiklerin ok sanki, saplandı hayalime,
kanatırcasına yüreğini, karşımda mahsun
ama tüm heybetiyle ayakta duran mor dağların..
yorgun bir akşamın telaşında hava,
canım yanıyor, hüznümün sebebi meçhul
sensizlik, tırnaklarını batırıyor ruhuma
kara bulutlar yaklaşıyor uzaklardan
gözyaşıyla sarmalıyor şehrimi bulutlar
seni bana getirecek bu hoyrat rüzgar
kalemimden süzülen mısralarda arıyorum seni
ama sen yoksun, yorgun akşamlarımda şimdi......
dağılsın saçlarım ,ruhum gibi darmadağın
ne olur tut ellerimden, yapayalnızım
bul, kurtar yüreğimi bu ızdıraptan
kaybolmuş sesim hüznün karanlığından
derin bir nefes gibi çekiyorum içime
toprak kokuyor teninin tuzu , hasret ikliminde
ömrümü sermeye razıyken, ayaklarının altına
terkedip gittin yorgun bedenimi yalnızlığa,
can suyum, tükenmeyen umudum,
nefesim, hayalim, sevdiceğim....
üşütüyor bedenimi sensiz esen fırtına
aşk, saklambaç oynuyor avuçlarımda
hadi sen saklan , ben sayıyorum kıyılarında
geçip giden ömrümün yıllarını birer birer,
dokunmasın gülüme, siyahın kasveti
kirletmesin karanlık masumiyetimizi
yağmurda yıkayıp, gölgene asıyorum tüm kederlerimi
yeni doğan bir bebeğin ağlamasında
gözlerimi yeniden açarcasına dünyaya , aşkla
ey varlığımın yitik sevgilisi...
keşke silebilsek yaşanan onca geçmişi,
koklasam ömrüme açan tomurcuk güllerini,
gel artık, yokluğunla yorma beni
hasret, hüznüme yağan bir şiir gibi
seninle ıslanıyor kirpiklerim, sevgili,
vuslatın tadıyla içiyorum bak seni........
5.0
100% (7)