2
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1366
Okunma

az önce düne sustum
gözlerim cesaretini yitirdi
aktı sıcağın kavurduğu dağlar
ekine yataklık yapan toprak
içimden ılgın ılgın nefes aktı
soyut dünlere döl tuttu, ateş yaktı
sarı saçlı o çocuğun gülüşü düştü
hayallerim diri diri hançer yedi
bütün ömür hiçe düştü
küstüm kavgalara
özgürlüğüme ihanet ettim
ruhunun elvedasında bedenim
gazete sayfalarının altına düştü
sustum çığlıklarım göğsümü yırttı
sesim yarin sesine sustu
az önce
umarsız gökyüzü çevrildi öteme
bulutlar üstüme düştü
kaçıştı binlerce sadık bekleyen
dostlar az önce acı olup yüreğime düştü
sonra ben sessizliğe
az önce güne sustum
rüzgar matem şarkıları çığlıyordu
avuçları ölüm kokan melek karanlığına
akıp gitti zaman
soludum sessiz geceyi, gün içtim
mevsim göç dedi, serçe su içti
sokağın orta yeri kahroldu
uzadı gölgeler, kaldırımlar soğudu aktı gitti
saat suskunluğa durdu
az önce
sinesi boş kaldı o kadının
gece boşluğuna asıldı gözleri
kokusu savruldu saçların elleri çaresizliğe uzandı
sonra durdu
çerçevelere hapis o fotoğraf kaldı
az önce sustum
yarın bana sustu kayboldu düşler
mızrap itaatkar narına körük demi
kal türküsü vurulmadı tellere
gel dileyen duymadım, isyan büyüdü
üşüdüm, hüznüm ayaz benim
kahrımı kendimle gömdüm
yürüdüm, süzüldüm toprağa
yitirdiğim bedenlerin suretleri
kılavuz yürüyüşüme
az önce öldüm, sevda sadığım
sensizlikte unutuldum
ilahi aşka düştüm