6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1291
Okunma

Aslında yaşamakta her zihinde hafakan
Aslında muvazene kefelerde bozulmuş
Eller çamur içinde diler mi böyle yakan
Her zehabı Hak diye saymak gerekçe bulmuş
Boyu gölgeye yenik vazgeç böbürlenmekten
Sus! Murdar nefesinle bıkmadın kirlenmekten
Kim erişmiş ve sonra sırrını nakliyeye
Acele kodu ile adrese teslim demiş
Kim varlığın hakkını bilip de akliyeye
Düşmeden bu hayatta faturayı ödemiş
Pire kadar cüssene bakmaz kibirlenirsin
Geri dur! Doymadın mı bunca zehirlenirsin
Bırak takip etmeyi gafletteki atanı
Önce sükûnu tanı, aç gözünü saplanma
İçini ve dışını elbette kuşatanı
Anla ki müstakbelde har ile hesaplanma
Zere değilken çapın sıklet çekmez kantarda
Tartılıp haddin aşma kalırsın sonra yarda
Lügatlerde arama, varıp kamus tarama
Halis olmayan niyet ile amel eyleme
İlle şi’ri azamsan, sözleri kotar amma
Kibir ile sınırı aşmak muhaldir deme
Tut ki akan bir susun, ancak hep bulanırsın
Sağın-solun yıkarak başıboş dolanırsın
Hesapları silmekle başlamalısın önce
Hesaplar anasının var olduğu bir gerçek
Sıdk ile teslim olup düşün bir ince ince
Bütün benliğin ile günahtan elini çek
İçindeki o nuru kapatan çamurları
Aklayıp paklayacak dile o yağmurları
Baksan şöyle etrafa desen ben göçüğüyüm
Karanlığa hapsolmuş taşlaşmış bir egonun
Saklandığı izbede çok şeyin küçüğüyüm
Emir gelince Haktan yazda çözülen donun
Bir an içinde olan olaylar hepten sırsa
Sonuç da alamazlar dimağlar hep kısırsa
Açıp ana kitabı görsen dibacesinde
Eserin inceliği bir bir nakşedilmiştir
Dili fark etmez bilsen gönül abecesinde
Lafzı anlamak için lütuf bahşedilmiştir
Hikmet verene şükür etmekten de vazgeçme
“Zamanım çoktan doldu,” deyip kendinden geçme
Güneri Yıldız (Gizemli Kent, Temmuz 2011)
(*) dibace: başlangıç, giriş, ön söz....
..
5.0
100% (6)