1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1211
Okunma
Geniş dağların ardından söken şafak kadar büyülü,eşsiz,kocaman yürekli kadın!..
Cümle güzelliğin kıskandığı,ay yüzlü güzel kadın!
Şefkatinin sıcaklığını,bedenimin en duyarsız yeri olan topuklarıma dek duyumsadığım;
Kanatları saklı,bakışları bile dualı,adı konmamış melek!..
Soluk benizli bir Haziran sabahında;
Takvimlerden yırtıp atacağım bir Haziran sabahında,
Çok korktuğun,aslında senin gibi bir melek olan Azrail’in öpücüğüydü;
O bembeyaz alnındaki!..
Zorunlu hicretinin rüzgarı,savurdu dört bir yana;
Beni,kalbimi,tüm hücrelerimi...
Hicretin!..
Ahh!..hicretin;kaderin gönlümün neminde yeşerttiği zehirli bir çiçek.
Hicretin;
Esmer bir boşluk!..
Çatlarcasına ağlıyor,masum bir çocuk gözbebeklerimde.
Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu,
Oysa sen sustun!..
Sustuğun yerde kırılıyor,parçalanıyor her şey,
Karlar yağıyor avuçlarıma
Bir tufan oluyorum sustuğun her yerde.
Sustun!..
Bilmiyorsun;bu şehir artık çıngıraklı bir yılan
Her yer karanlık,sağır
Hasretinle hışırdıyor şimdi her dal!..
Toplu halde, günahsız çocuklar katlediliyor içimde
Bilmiyorsun;bütün cam kırıklarını sen doldurdun gözlerime
Artık bütün sığınaklar uçurumlara açılıyor
Zaman, zavallı bir kekeme;
Zaman hükmedemiyor gönlümün derinliklerindeki kedere
Bütün gülüşler güz solgunluğunda şimdi
Oysa bir tebessümün doldururdu tüm uçurumları
Vazgeçtin dünyadan,
Vazgeçtin dünyadan ve benden!..
Artık yüreğimin geniş avlusunda,adınla anılan çiçekler sulanacak akşamüstleri
Yerini tutamayacak hiç kimse
İnadına asabi sulara anlatacağım artık kederimi,sevincimi
Dilsiz aynalara göstereceğim,bayram sabahları,giydiğim yeni elbisemi
Senin gibi şımartamayacak ruhumu ama ben duyacağım,sessizliğe inat huzur veren sesini...
Rüzgarlarla tarayacağım seninkine benzeyen kıvırcık saçlarımı,seninkilermiş gibi...
İtiraz yolu kapalı olmak üzere,razı olurdum inan kederin ve hüznün her çeşidine
Heyhat!
Emir büyük yerden
Söylenecek tek şey Necip Fazıl’ın tabiriyle;
’Nene girdin düşüme!
Yorganın olsun duam,
Mezarında üşüme!..’ EMİNE EKŞİ
5.0
100% (2)