9
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2358
Okunma

Yedikçe doymayan sersefil dünya,
Bir dirhem sefanı vermedin gittin!
Tükettin ömrümü ey gâfil dünya,
Adalet hırkanı örmedin gittin!
Yürüdüğüm yollar yol değil diken,
Sabırla ermişim kemâle, derken...
Sırtıma eğeri vurdun çok erken,
Bir kere bu cana sormadın gittin!
Beni doğuran da ana değil mi?
Riyâkâr ayrımın cana değil mi?
Yediğin ya ceylan, suna değil mi?
Neyleyim ölçüyü kurmadın gittin!
Emekle hep gece gündüz çalıştım,
Düşüp düşüp doğrulmaya alıştım.
Sevda harmanında acı bölüştüm,
Bahtıma güneşi sermedin gittin!
Eğreti duruşa neydi bahane?
Gurbete salarken ettin divâne.
Lâ mekân eyledin, oldum virâne,
Kendini bu yolda yormadın gittin!
Neler ettin, neler açtın başıma,
Gözün diktin ekmek ile aşıma.
Sıra geldi bahar ile kışıma,
Yağdırdın boranı durmadın gittin!
Umutlar yeşerttim vakitsiz gömdün,
Âleme güleçken bana hep kemdin!
Örümcek misali ağında yemdim,
Ağdan ötesini görmedin gittin!
Dost diye uzattım, elin vermedin,
Bir kere güldürüp, halim sormadın!
Şu döşüne alıp niye sarmadın?
Bu kısır döngüyü kırmadın gittin!
Hem ağlattın hem de kanımı içtin,
Ellere ak, bana karayı seçtin!
Koparıp yaramı ikiye biçtin,
Yarama neşteri vurmadın gittin!
Al götür verdiğin, diyor Refika’m,
Yetmez mi çekilen bu esaret gam?
Açmayı beklerken gülşenimde ham,
Goncanın sırrına ermedin gittin!
Refika Doğan-Antalya- Ekim 2007