nasırlandırma yüreğimi ey zaman
gün taş kesilecek şu bedenim
yongalanıyor bin bir parçaya bölünüyor kalbim


zifiri karanlıkta da görürüm zaten
acıları iki gözümle birden
soğuk işlemez bu vucudum hani taştan
sıcağa dayanmalı tenim çıkıyor ise baştan


sen iki gözüm


sordunmu karıncalara işi ne burlarda
kimi yolculuk esnasında kimi bir bir sıralarda


murat iki gözüm


umuruda değilsin sen
umut senide çoktan uğurladılar kalbinden


meselem iki gözüm


nedir bilmem ama oldum olası
tutuşur sana kalpler derinden


nefesim iki gözüm


nedir bu telaşın senin anlamış değiliz
sorsam sende şikayet edersin zaten


sonra kırmızı kuşlar vardı
mavi atlar kanatlandı
atlandı sanıyorum o zaman
bir şeylerin üzerinden uzaklara atlandı


karanfil yorgun düştü gönlüme
gül kokularında yokluk


ey sefalet tezğahı hayat
kandırmayacağım seni hiç
susuz kal
öl kendi bedeninden sıyrıl
şu kahrolası örümcek ağları dolayan nefis


arzularım iki gözüm


sensiz
tuhaf bir yalnızlık düşer gönlüme
kalabalıkta tekbaşımayım aklım
DÜŞÜNDÜĞÜM KADAR VAR OLAN
umutlarım
hayale uzanan yolculuklarım


sen kimsin.!
iki gözüm günahım
yüzüme bir şamar gibi çarpılan vahım
çok yabancı geliyor senin adın

günahım...............