Ancak farklı bir ses duyduğumda dinleyeceğim...

Ömür kısa, vakit dar,
Kulaklarım nöbette,
Farklı bir ses arar...

Sakız olmuş tekerlemeler, güya özlü sözler,
Aynı ipe dizili, sarartılmış kelimeler,
Söylenmekten utanır, ağ bağlamış cümleler,
Siftah yok ağlıyor, bunaldı örümcekler...

İpi gerili, karnından konuşur kuklalar,
İçi boş, dolmaz, dibi delik laflar,
Yeni bir söz mü, fikir mi,
Bulursan söyle, bilmem ki nerede var!

Çağın insanı kekeme, dili peltek bir kısır,
Konuşamaz can çekişir, istediğin kadar ısır,
Pazara sürülmüş, küflü şablonlar hazır,
Beyin mi? gördüğüm nasır üstünde nasır...

İnsanlar kardeş, sarılsın, barışsın,
Savaşlar mı, tabii, dilerim hiç olmasın...
Ağaçlar dikelim, kurak dağlar şenlensin,
Ah Etiyopya’da ziyafetler verilsin ...

Ne de güzel söyledim,
Eh ödevimi bilirim,
Doldur şarabı kadehe,
Bak işte yine kederlendim...

Söylemesi ayıp içli biriyim,
Dostlarım konuşur ilk kez duyar gibi dinlerim,
Elimde değil huyum bu duydukça ezberlerim,
İnzivaya çekilip bulmuş gibi söylerim...

Papağan olsaydın alkışlardım seni,
Yazık, dinledikçe dövüyorum dizlerimi,
Konuş mübârek, çalıştır işte kelleyi,
Yanlışta olsa tebrik edeceğim seni...

Bir nesil ki mahareti facebookta sergilenir,
Düşünmeye ne gerek, kopyala yapıştır beğenilir,
Ben beğeneyim,
Sen beğenmemi beğen,
Hayat nasıl olsa kirli çamaşır dolu bir leğen,
Farketmez içinde bir ömür debelen...

Kumsala vurmuş kokuyor balıklar,
Ağızlar kımıldıyor ama nafile soluklar,
Dalgalara kapılıp yüzüyorum sananlar,
Yanarım, bir ömür geçse de anlamayacaklar...

24 Haziran 2011