24
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
2111
Okunma

yüzünün ısırganı sürülür yüzüme
kalabalığın yalnızlığına dönüşür tecellilerim
ötelediklerimin seyyah gölgesi dolanırken yürüyüşümün peşinde
dibi çeker birikmişliğim
aklımın çeperini geçemez takılıp kalır tereddütlerim
kahve gözlerinin
dağından bayırından toplayıp baharı
üstü açık hazanlarını örtmeliyim
gökkuşağı çatlaklardan sızdığı gibi , bağlanmalı şehrin kemeri
gövdesi ufka dik
sırtını sıvazlayıp uykusuna yatırıyorum geçen kışı
o t/uzaktı
kaçışlarımın çelmelerine karışıp
sövmelerimin kasıklarından dökülüyordu
toprak kusuyor
küfür kokulu nefesler yana yatık mâtemleri k/aldırıyordu
makâmında yabâni y/eller
s/onda olmalı
uzun geceleri ve zamanın yorgun kollarını taşıyacak güçlü b/ağ
heybesinde ay ışığının taklîdi bile olsa
büyümeli
büyütmeli içindekileri
g/iz rüyâmın dikenli yatağına uzanırken
depremin ince bedenini giyer korku
sol tarafıma uzanıp kıvrılıyorum yanına
kalp atışı vurdukça kalbime
kendimden gidiyorum
ayaklarımın altından kayıyor gelmelerim
sabahtan kalma bayat makyajımı tazeleyip
giydiriyorum saatleri
ihtimâllere ayarlı başlangıçlar dağıtır umut ışığını
kör vakitse kısar kendi sesini
bu kez ;
bizliğe bürünmüş bizsizliğin mayası tutar mı ¿
b e l k i !
15/06/2011
17;35
eMİNE
5.0
100% (25)