Gölgeler düşmelimi eklentilerin susuşlarına
Akıntının mecburi salınan sunumlarıyla yıkanır gece
Her şeyi erteleyişi olur aklanmanın
Ve somurtkan kul yüzleri

Ardına gizlenen ten ağrılarındaki kimliksiz yok oluşlar
Sıcak pembe nefeslerin soluduğu solgun aykırı aralıklar

Pürüzlü dokunuşların çizik hasreti ırak pembeliğine taşması
Beklentinin sağ kalmış kırık halleri

Bilmiyorum
Kopuk yakarışların sadece avuçlarımda cam kırıkları
Ve rab sorguları

Sızlayan yerleri ağrıyan yerlere sun
Pıhtılaşan kırmızının aslındaki gizem
Islanan yanımda kaybolan
Yelkenlerin fırtınaya haykırışı

Ve bilmiyorum
Yenileniyorum yenilginin azap tortusu
Esintinin kollarındaki çöl kumları
İmkânı yok karların tenimde solumasının
Akların siyaha çalması
Ölen ağacın vurulan yerinden yeşermesi

Üç sarmalı eşki tütünün hissi
Heba edilen harabe inkâr yaşantımın
Her anı sorgulu gençliğimin üstüne
Derin bir nefes çekiyorum
Bilmiyorum
Adını sen koy

Algılanan hayatın uç sargıları
Uçuk döşemeli üryan sancılarında saklı
Susuşlarımın gizine saklanıp girdabında
Devri şen karanlığın adını sana soruyorum
Adını sen koy bu cam kesiği yaşantının

Tümerkan arıkoğlu ve Oktay ertuğrul