3
Yorum
0
Beğeni
4,5
Puan
827
Okunma
Ben altı yaşındayken taşınmıştık o evden, Necip Fazıl’ın Evim şiirini okuyunca geldi aklıma böyle bir şey yazmak
Kafiyeler zayıf, hatta çoğu yerde kafiye-redif hatası var, ama elim varmadı düzeltmeye :)
O iki katlı ev, kalmış aklımda
Küçük şehrin eski sokaklarında
Çocukluğumun geçtiği o güzel mesken
Hasretini hep duydum büyürken
Sokağa bakar, iki mavi kapı
Biri aşağı iner diğeri çıkar yukarı
Aşağıda evin kendi kapısı, siyah
Bazen olur açılırdı ki nagah
Evin aydınlığı vurur insanın yüzüne
Sokak pek sönük gelir insanın gözüne
Sağda lavabo ileride mutfak
Solda salon ve odalar, ufak
Salona girersin bir taraftan huzur
Diğer taraftan neşe, gelir seni bulur
Çünkü sol çocuk odasıdır, neşeli
Sağ oturma odasıdıdr huzurlu
Ama asıl saadet bahçededir
Bu dört küçüğü bir de orada görmelidir
Solda kiraz fidanı, ileride büyük dut ağacı
Yine solda mağara gibi tandırı
Damı ise misafirlktir
Bundan zevk almayan, delidir
Dutun üzerinde biri ziyafet çekerken
Diğeri yanında ders çalışırken
Üst kattaki balkondan seyre doyulmaz
Çocuklara bakılır manzara umursanmaz
Boyası kavlayan tahta pencerelerden
Baktığımı hatırlıyorum "Okul, ne zaman" derken
Karanlıkta siyah kapıyı
Tel tokayla açtığımızı
Ve o alçak avludan sokağa bakarak
Bahçedeki kuzukulaklarını çalarak
Mutlu olduğumu anımsıyorum
O hayatı hala özlüyorum
Kah olur toz kaçar gözüne
Kah olur çivi sokar prizin içine
Kah olur tandırdan korkar
Kah olur ağaçlara çıkar
Hazin, taşınırlar bir apartmana
Çocuk hep hasret duyar o eski yurda
Eylül 2010
5.0
50% (1)
4.0
50% (1)