2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1019
Okunma
dağların arş’a değdiği yer
son kıvrımı himayalar’ın
sabır salamura
öylesine bir yerindeyiz zamanın
ve uzak ayin köyündeyiz nepal’ın
tam da kulebi’nin yeri demek geçerken içimden
yak’ların çektiği kağnı bozması arabanın
feryadı yükseldi tekerleğinden
çok usul yaklaşıyor çalılar bize
belki de
meşe yuvarlağı bin defa döndüğünde
ilk defa görüyorum böyle eylül’ü
siyahın kustuğu türevler değil bunlar
başka karışım cümbüşü
not düşüyor daha yukarılar için us’umuza
bıyıkları buz tutmuş aceleci
keçiler sürüsü
dağlar dağlar,yarısı yaz yarısı bahar
nereden bilirler bu kır sıçanları
sökün aylarını
ıslıklar çalarak oynaşırlar
durduk
belki de zaten gitmiyorduk
küçük kubbeli külliyenin bahçesinde
el almış atasından şifacı
soyunmuş
yoksulluğun hekimliğine
üzüm gözlü bebe
şeytanlar kaçmış içine
konuğuz
isyanını izlerken köknar kütüklerinin
çul serili ocak başında
tatlı bir dalış yetişti
üzüm gözlünün feryadına
kasım
5.0
100% (1)