2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
866
Okunma
kaçıyorum köşe bucak
donmuş hayalimde yavrum
beynimi tekmeleyen
simsiyah güzel bir kısrak
gölgemden bile korkar oldum
uygunsuz bir zaman
ve sahipsiz bir mekanda
harika acılarla doldum
düşünüyorum sezgilerle alev alev
yalnızca bir an süren
sonsuz rüyalarımda
esir bedenimi karıncalar kemiriyor
duş yaparken sular neden yakıcı
kayıp bir evin tek sahibiyim
çalmayan zil kulağımda yankılanıyor
çiçek sulamasını hiç öğretmediler ki
söyleniyorum kabarmayan bir öfkeyle
sessizce ve ironik
yaşlı periler içimi dolduruyor
söyle onlara değmez zahmete
ve ellerindeki yapraksız güllere
erkekler ağlamaz demiş birisi tatlım
kim demiş dememiştir diyemez
kendime inanmayı çoktan bıraktım
geziyorum yürümeden gitmeden
ufuktaki ince burun sisli dumanlı
son hedefe varır mı adımlarım
yolda bir cenaze arabası telli duvaklı
gözlerimi kapatmam kimin umurunda
zaten bakmıyorum ki her şey aynı
kocaman martılar yas tutuyor sanki
özlüyorum dokunabilmeyi seslenebilmeyi
kağıtsız mektuplar yazdım olmadı
korkak kişiliksiz bayağı zavallı
ama herşeye rağmen biraz içten
birazcık da dokunaklı
gece yarısının sarhoş ayinlerinde
hıçkırık bile tuttu bir seferinde
yalanları doğruları sevmiyorum
bugün ne olursa olsun tek başıma
o karanlık ve yıkılası ahşap iskeleye gidiyorum