ne zaman batsa ciğerime kalem uçlarım
firardan döner us’um
erciyes’in ötesine bir köy
bir ocakbaşı hatırlarım


yaşların çıtırtısı kuruların içinde
isyanında yanmaların
ayaklarım havuç
ayaklarım yalın
çıra isinde intikamına
alfabeyi sökerken okumalarım


hernik dönüşü emmimin
en kalın romanlar
bir dal misali yanında
ve bir türlü bitmeyen askerliğinin


baskın var bu gün sim ellerine
top başı yapıldı
kundağ’lar yeşil yağlı
ah ulan baytar
uyumak yasak baskın bitene kadar


kalayla bakırın karışımından tunç eylenirmiş
pas’a gelmezmiş kovanlar
koşum olurmuş dört katırdan
o kadar barut yanmış ki alman çeliklerinde
tunçeli ondan


emmim aslan emmim atılgan
emmim pireyi gözünden vuran
emmim kendi göbek bağına basan





uyuduk
genzimize girince tezek kokuları
uyandık








kasım