1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2465
Okunma
bu sabah Attilâ İlhan’ı gördüm;
yorgun yüreğimin şarkısını çalıyordu kuşlara.
ben Attilâ’ya seslendim,
Attilâ yağmura.
’elimden tut yoksa düşeceğim’
’yoksa bir bir yıldızlar düşecek’
ahh Atiila İlhan, ahh !
bir zaman olacak;
kuşlar ellerinde yıldızlarla gelecek...
ve ben o karanlık akşamın derinliğinde,
sarayburnu’ndan geçip ,
mezarına yıldızlar serpeceğim!
sabah bitmişti.
öğlendi!
sıcaklar Attilâ’yı özledi,
ben ’an gelir’ i.
an gelmişti,
Attilâ ölmüştü, hayır hayır ölmemişti!
seyrediyordu şiirleri,
beni seyrediyordu,
ki ben o an ’sisler bulvarı’ndan geçiyordum,
’sisler bulvarı’ndan beni seven kadınların yanaklarına doğru...
’sisler bulvarı’nda öğle ateşi,
pencere kenarında Firavun resmi ve önde Nemrud!
ben ne resimler gördüm Attilâ!
gözlerime deyince felaketim olan...
isyan ne Firavun’da saklı,
ne de iman Nemrud’ da!
ben , kendimi isyana saldım İlhan,
isyan kokan senin satırlarına...
maçka seni söylüyor,
güneşler seni...
sirkeci sana ağlıyor İlhan!
umut sana bakıyor,
ve yağmur toprağa akıyor, ağlayarak!
gel! tut ellerimden Attilâ!
şiirler yetim kalıyor...
YAĞMUR KAÇAĞI
elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
geceleri bir çarpıntı duyarsan
telâş telâş yağmurdan kaçıyorum
sarayburnu’ndan geçiyorum
akşamsa eylül’se ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
ATTİLÂ İLHAN
5.0
100% (2)