8
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1270
Okunma
satır araları taşa tutulmuş mevsimlerle bezenmişim sana
bakma deşifre kusmadığına
hidayet tükenmeden
tükenir mi nihayet
mutmain kelamlar sallar mıyım yoksa
yırtılmış tomarları zımbalar mıyım zihnime hiç
sana olur mu
sirke sirayet giyinmiş dizeler
kendime
ulaşamadığım yanıma!..
anlamaman da umurumda değil
duymaman da
ıslak cümlelerle asmamışım kapıma
ya da uzun harflerin katarıyla
değmese içime dudaklarının p/alazı
vurmasa başıma ç e k i c i tafraların
satmaz mıydım yoksa çoktan iki kurşuna ya da üç kuruşa
ne varsa dizilmesen karşıma
karşılıksız aşkın karşılığı olsan
çağırır mıyım seni
pandorası gürbüz ıslıklarla yarınlarıma!..
düş kaçkını sanrılarım var
doğru
sandıklar almaz, sabıkalarım...
çevreledikçe sarmalın sabrımı
durmaz ki bedenimin şavkı
sararsın yine yüzümün kılıfını
sana seslenmek bile aşktır
umurumda mı duymasan...
ki; alışmışım
büyümüşüm sağırlığının yanında
tüketebilsem
sökülür müyüm bunca kendimden...
flu uykuların nadasında düşer misin avuçlarıma
rutin bir hevesle uyanır mıyım sabahlara!
kendi değerini bilemeyen cevhersin
incelendikçe kopmak yerine
inceldiği yerleri düğümleyen
ben kabalama sevmişim seni
incinirim belki
ince ince de elerim bazen
ötelerim en çok ama eleyemem!
kanamaz da hani yaradan çok acıtır ya
değer eline ayağına gönülsüz nasırın
kızarsın, keser atar ucundan
ama yok edemezsin
ve en iyisi beraber yaşamaktır der alışırsın
kaldı ki;
sen yüreğime gönüllü serilmiş
nadas tutmayan hasırsın!..
ToprağınSesi
.
5.0
100% (12)