13
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1145
Okunma

Sayende
Afyon yutmuş ayrılık türküleriyle tütsülüyorum içimi
Tırnaklarımda geceden kalma ölü artıkları
Yüreğime değen mum lekesi
Yırtıyorum karanlığın unutadurmuş yalgın yanını
Ellerimde bırakamadığım bir haziran soğuğu
Nasılda titretir bilir misin seni özleyen yanımı
Ayağımda ökçesi düşmüş zamanın tıkırtıları
Eteklerimde ayyaş ay ışı
Fütursuzca titrek ve ölgün düşer her yana
Ah bilemezsin
Nasılda uyutmuştum bir ninninin huzuruyla bigünah yıldızları
Final siz düşlerime sizi final sanarak
Gelin misali kınalamıştım ya ellerini
Bilemezsin
Adressiz evlerin köhne eşiğinde çürüyor kelimelerim
Bak nasılda hüsrana durdu saçlarım
Takvim yapraklarına saplanmış
Ayrılık mevsimine takılmış adın
Balyoz darbesinde dağlıyor sözde iradem
Çalıp kaçıyorum tüm zilleri
Açılan her kapı sanki senin
Sivri dilli kelimelerin kesti önce yüreğimi
Yeşil bir irin aktı
Karıştı küf rengi ufkun yüzüne
Dönmedim ardıma korktum
Zan altında bıraktım sana solan günleri
Kanlı bıçaklı düşmanım oldu
Sana dokunan dilim
Ah
Nasılda kin dolmuş içim sayende hayata
Anlatamam
Zaten anlatsam da anlayamazsın ya
Boş ver
Her şey için boş ver çok geç nasıl olsa
Sorma bana
Bana dair hiçbir şey sorma
Ben kendimi sildim senin olduğun yerlerden
Şiirlerim bile kabul etmiyor kusuyor satırlar ismini
Kapat dudaklarını sus lekelenmesin temiz aşkların yüzü
Artık benim bahçemde rüzgârlar var meltemi boğulmuş, boranda
Bir ömür göçüyor senin eşiğinden salına salına
Ve geçip gidiyor kirli mevsimlerin koynuna
Bir an aklıma geliyor
Yokluyorum içimi sana dair
Arkamda bıraktığım bir avuç kırmızıya inat
Ne kaldıysa kırpıyorum kenarından, köşesinden
Ah diyorum ah
Üstü başı yırtık keşkeler kapımda
Bir infilak anında patlatmak istiyorum da içime koyduğun mayınları
Yine de kıyamıyorum sana
Cayıp yadıma atıyorum
Bak diyorum
Bak
Gözlerimden düşen kristallere inat
Senin bana vermek istemediğin bir şey arıyorum
Huzuru
Şimdi sen
Gecelerinde ayyaş pişmanlıklarınla kadeh tokuştururken
Bir mum ışığında önüne düşer gölgen
Parmağına takılmış sigaran ha değdi değecek ateşi damara
Dilinde soyunamadığın kelimeler
Affedilmeyi bekler
Titrek mum ışığında titreyen gölgene inat şiire durmuş ellerin
Hiç boşuna bekleme şair
Almayacak ilham perisi bu gece seni koynuna
Boş bir kâğıt sere serpe uzanmış masaya
Bir hece soyunur hüzün kokan elbisesini
Üç harfli, bir hece basit ama vurucu
Ürkek ama iç dolu
Bırakır kendini satır aralarına
Anlamını unuttuğum
Geçmişimde ne çok beklediğim
Şimdi önemi olmayan
Gel
Bulanık yağmur damlaları
Kırık çatılardan akarken sırtına
Çarpma gözyaşlarını odanın duvarlarına
Yanıt veremez sana onlar
Vah şair vah
Şimdi bir sığınacak saçak altı arıyorsun aklınca
Neden kaçıyorsun ki
Neden
Kim kaça bilmiş ki kendinden
Ben seni çoktan affettim, çoktan
Şimdi sıra sende
Affedebiliyorsan birde sen kendini afet
Affet
5.0
100% (11)