28
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
5102
Okunma

Destan
Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,
Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!
Bir şey koptu benden, şey, her şeyi tutan bir şey,
Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey;
Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.
Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet, tramvay arabasında zina!
Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!
Ve ferman, kumardaki dört kıralın buyruğu;
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!
Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!
Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!
Allahın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.
Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç;
Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilâç.
Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!
Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;
Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!
Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?
Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap.
(1947)
Necip Fazıl Kısakürek
Rahmetli Üstadım Necip Fazıl KISAKÜREK’in ’DESTAN’ adlı şiirine naçizane, naziremdir.
Üstadı yad ederken, unutturmamak, hem de o zamandan bu zamana bir mukayese yapmak istemiştim.
ÜSTAD mezarında intizarda olduğunu hissediyorum.
Ey Ceddim sana yeterince layık olamadığımızı biliyorum...
Ve kutsal emanetlerin sahibi Mukaddeslerim;
affedin!
affedin!
affedin!
(*) Şiirde kullandığım Önden Giden Atlılar ifadesi Osman Sarı’nın en sevdiğim şiirinin adıdır..
Necip Fazıl KISAKÜREK’in ’DESTAN’ adlı şiirine naçizane, naziremdir.
Zaman durmak bilmiyor başım dünyadan ağır,
Gök kubbe çıldırıyor gözler kör, kulak sağır!
Bitmiyor kalabalık sokaklar hala çıkmaz,
Sorular beynimi yer neden "TEKBİR" ses çıkmaz?
Bak bir şey değişmedi daha da vahim düzen,
Baş tacı ediliyor çirkefe ferman düzen.
Ocaklara düşmüş od, yanmakta cayır cayır,
Ne kazançta bereket ne evlatta var hayır.
Necip Fazıl üstadım, utançlardayız şimdi,
Senin çağında bile devre hayâ hakimdi.
Ruha gaye sindirip manayı tattıran sen,
"DAVA" hala papağan ağzındadır bir bilsen!
Ayaklar baş yerinde başlar tümden pest-paye,
Hokkabazlar elinde soytarı olmuş gaye.
Medyada çırıl çıplak şimdi nineler bile,
Mahremiyet utançtan kahır düşürdü dile.
Ayasofya kilitli ayak altı mabetler,
Haraç mezat satılır sokaklarda çiğ etler.
Kulislerde ikramdır porno, eroin ve hap,
Okuryazara küskün gazete dergi kitap.
Memleket parsellenip satılır kansızlara,
Köşebaşı hamaset kaldı imansızlara.
Sodom-Gomore ile Bizansı kıskandırdın,
Vezüv ile Etna’yı zamana inandırdın.
Oysa aynı sapkınlık hem de fazlası daha,
Nikahlar bir gecelik dul kalkılır sabaha .
Yürekler prangalı ayaklar hür gezse de,
Sükut düşmüş dillere zulüm başlar ezse de.
Kalmamış ki adalet dengeyi bozmuş mizan,
Kutlu gecelerde maç unutulmuş Ramazan.
Yine kubûr faresi yine esrem bu hayat,
Ruhum kemirilmekte, ruhum çaresiz heyhat!
Can yakar güldürürken siyaset kara mizah,
Karaborsaya düştü şeref ve namus, eyvah!
Dil’im paslı zincirle devre çekilir peşkeş,
Ecdadın pak tarihi hicabından çilekeş.
Kurt kuzuya karışmış kutsal saymışlar haçı,
Hilâle küfreden şu dalkavuklar baş tacı.
Can çekişir inançlar mahremiyet dardadır,
Mezarında kan kusan ceddim intizardadır.
Üstadım, iç çekerek tükenmiyor bu zillet,
Hıyanet urganına reva mıdır bu millet?
Şimdi bütün zamanı durdurmak istiyorum,
DİRİLİŞ yaşanmalı “diril artık" diyorum.
Tarihe bir destan yaz, cihan kopsun yerinden,
’Önden giden atlılar’ dönmeden seferinden (*)
Kargülü Almıla
ÜSTADIM; mezarında intizarda olduğunu hissediyorum.
Ey Ceddim; sana yeterince layık olamadığımızı biliyorum...
Ve kutsal emanetlerin sahibi Mukaddeslerim;affedin!
affedin!
affedin!
25 Mayıs Necip Fazıl KISAKÜREK’in Ölüm yıldönümüdür!
RUHU ŞAD, MEKANI CENNET OLSUN!
5.0
100% (24)