7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1651
Okunma

Vurdu kendini
Yaşamın yollarına
Yürüdü gitti.
Kaktüs çiçeklerinde gördü
Renklerin cümbüşünü
Yumuşacık, kadife gibi
Dikenli.
Çölün kumlarına gömdü
Her adım atışında
Kum tanecikleri gibi
Geçen zamanı.
Ve yüzyıllar öncesi
Maviye bürünüp
Yeşile boyanmış denizin
Kumullara sinmiş kokusu
Beyninde dansederken
Bazen korktu
Türküler yaktı
Akıl erdiremediklerine.
Teninde
Toza bulanan tuzun
Yakıcı etkisiyle
Sığınacak yer ararken
Tanrılar yarattı yüreğinde
Yapan
Yıkan
Korkutan
Yine de yürüdü korkmadan.
Truva’nın surlarıyla meşguldü
Çünkü Poseidon.
Ve Vezüv henüz uyuyordu.
Üstelik o zamanlar
Fay hattı filan da bilinmiyordu.
Her adımda tüketirken
Ürettiklerini
Sonunda kölesi oldu
Kendi kendinin
Farkına bile varmadan.
Ve yürüdü ardına bakmadan.
Kum ve zamanla örtülürken ayak izleri
Sadece rüzgarın soluğuydu
Ardından
Çığlık çığlığa
Ağıtlar yakan...
H Hikmet Esen