8
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
2365
Okunma
Bedenimin çarmıhında gerili yüreğim
Hakk ve Hakikatın aşkına yaralı yüreğim
Yazılı kul varsa da, Allah adına turalı yüreğim
Mekan olmuşsa bir’e, başka mekan olmaz yüreğim..
Arzular,istekler bedenimde ölümüne toplansa
Kılıçlar, kamalar şiddetinde hücrelerime saplansa
Ruhum bin çıkmazlarda alev ateşlerle kaplansa,
Mekan olmuşsa bir’e, başka ateşte yanmaz yüreğim..
y a k ı ş l a r ı n da…
Acılar dökülünce, sensizlik vadilerine yüreğimde
Duman, duman olur ruh derinliğim giryan çağlayışlarına
Dualaşır vuslat temennisi, lal olmuş dil dileğimde
Seherlerde bülbüller sustu, sine-i çeşmim ağlayışlarına
Bir feryat olmuş, figanı ahımın yankısı, yıldızlara dek
Ah kır çiçeğim, ulaşılmaz Kaflarda, nadide dağ lalem
Sensiz seyyare misaliyim, divane döndürür çarkı felek
Çile mahzeninde, sönük umutlarda sen derdim, sen elem.
Sevdan, kelebeklerin kanat ipeğinde sana uçuşan hayalim
Ulaşmıyor ölüm pençesi hasretim, yıldırımların çakışlarında
Yine ayazı esintiler atmosferinde, sen sol yanım, sen vebalim
İçinde olduğun sinem, yine yangınlarda, yine yakışlarında…
Aramışsın
Duydum; hatıralarımızda aramışsın
Uğrak yerlerimizi bensiz taramışsın
Artık bil, sen beni sevdanla karamışsın
İzlerimiz sır ile sinmiş sor, sineme.
Sensiz yürümeye takat mi var dizlerde
Sevinç, senle sahilde kaldı, yaş gözlerde
Ulaşılmaz yıldızım oldun, gök yüzlerde
Gizlerimiz sır ile sinmiş sor, sineme.
Baktım ahu bakışında, damla sızılı
Sen ruhuma zarfsın, bedenimle yazılı
Canım ötelerden, rayihanı sezili
Özlerimiz sır ile sinmiş sor, sineme.
Tırpanışındayım ayrılık hatlarının
Serpınışındayım kulaç ebatlarının
Çırpınışındayım kartal kanatlarının
Hızlarımız sır ile sinmiş sor, sineme.
Aşkın derinlerimde, arama sığlarda
Sen unutmuşsan eğer bulmazsın sağlarda
Dinle yankılanıyor feryadım dağlarda
Düzlerimiz sır ile sinmiş, sor sineme
Yoldaş olduysam, yürüyüşümde iz kalır
Sevdalandıysam yar, yüreğinde haz kalır.
Gül, baharım senin, senden bana güz kalır
Yazlarımız sır ile sinmiş sor, sineme.
Güvendir Gülüm
Özden benliğini kuyulara atan
Topraklara teslim filiz, filiz biten
Dikeni, gül yaprağıyla dalda tutan
Candan geçip canana, güvendir gülüm.
Sema boşluğunda, direksiz duruşun
Boğazın, damarı bıçağa sürüşün
Tatsız topraktan, lezzetlere erişin
Candan geçip canana, güvendir gülüm.
Ağaçlar, meyvede pişirir aşını
Annelerin bakışında, rahmet ışını
Yavrusuna bedel, verirken başını
Candan geçip canana, güvendir gülüm.
Gönül etten yapılı, beden merkezi
Aşkı binler dert den süzüşlü, har özü
Kerem, narında çekmediyse bir sızı
Candan geçip canana, güvendir gülüm.
Bil ki; hamdan erdiler, piştim diyenler
Vefasızdan dem alır, düştüm diyenler
Azrailsiz ölümü, aştım diyenler
Candan geçip canana, güvendir gülüm.
İki kutbun başındaki kışla, karı
Boran Ahu zarıyla, çeker baharı
Güneş renk, renk boyuyorsa nehari
Candan geçip canana, güvendir gülüm
Sevgiler kutsal, layık değil namerde
Aşkını tartmaz, düşürür çıkmaz derde
Serden geçip, ruhum ararsa her yerde
Candan geçip canana, güvendir gülüm
Seher yeli hep eser polen, dumanla
Tüm galaksiler boşta yüzer, gümanla
Akıl bu harikaya, idrak, imanla
Candan geçip canana güvendir gülüm
Söz Sana
Yayılacaktır aşkımız dalga, dalga denizlerdeGüle koku, çiçeğe renk olacak benizlerdeGüneşler, yıldızlarla şahit olur en gizlerdeRuhlar kutsiyetinde olsun, söz sana bir tanem
Hasretle bakışında, göz kapağım bulutlaşırAkar damla damla yanaklarda umutlaşırGöreceksin sevgilim bu sevdamız anıtlaşırAhlar kutsiyetinde olsun, söz sana nar tanem
Sensizlik zulam, zulam sinemi viran eylemişAşkla dağları delip çöllere seren söylemişSevda narıyla yanan Aslı’yla Kerem böyleymişAhlar kutsiyetinde olsun, söz sana bar tanem Savruluyorum Sevdam
Kanatlarıyla gelmek istedim kuşların
Gözlerimde kaynağı kurudu yaşların
Ellerin ellerimde o pembe düşlerin
Harlı sevdasında kavruluyorum sevdam.
Mühürledi bakışların sana sinemi
Kalmadı sensiz hayatın hiç bir önemi
Tufanlarına düçar ettin sol yanımı
Dik duramıyorum, devriliyorum sevdam.
Sevdan hançerinden sonra olur mu yara
Kara kışlar dayım veda ettim bahara
Adını sayıklıyorum atarak nara
Bir sağa, bir sola çevriliyorum sevdam
Fezada bir dilek tuttum sensin yıldızım
Uzattım ellerimi kelepçeyse çözüm
Nasıl vurursan vur yürekten dinsin sızım
Dertli divanece savruluyorum sevdam..
Açılsaydı kader kalemi görseydim
Mahrem makamlarda vuslatına erseydim
Seraplara tek, tek gerçek seni serseydim
Neden, niçinlerden sivriliyorum sevdam…
Ey Resul
Mevzu, Muhammed(s.a.v)olunca yıldızlar parlıyor
Miraç seyrinde, galaksiler sistem derliyor
Atomlar titreşir, kubbeler, gökler gürlüyor
Okyanuslar uzaya, gök kuşağı sararlar.
Minik dünyada, muhkem kaleler burçlar attı
O doğunca, zulmün ateşi közünde battı.
Beşeriyet sevgi, merhamet, kardeşlik tattı.
Ülke, ülke kıtalarda dostluklar kurarlar.
Eller artık paradan, vicdanlara atılı
Ey Resul tek senle biter doğulu, batılı
Fark kalmaz artık öteye, beriye itili
Herkes kardeş; el, ele birlik marşı çalarlar
Hakikatler, manevi iklimden sağıldılar
Şeytanın şer şubeleri tek, tek dağıldılar
Diktalar döktüğü masum kanda boğuldular
Mazlumlar devlet, devlet zulme hesap sorarlar.
Ah sultanım, Ali âba yok, kimler tünemiş
Yüce Yaradan tövbe denen fırsat tanımış
Demek ilke, bir kez dahaya ahır zamanmış
Ruhani, Mesih-Mehdi’ ye dantelâ örerler.
ANLADIM
AHU ZARLA GEÇMİYOR SENELER
AYRILIKTA PÜR GİRYAN SİNELER
SENSİZLİK HER GÜN HÜSRAN YİNELER
BOŞ BİR HAYAT HARAP ANLADIM
GÖNLÜME EKTİN GÜLLER AÇILDI
İREM BAĞINA NEŞVE SAÇILDI
CENNET MİSALİ BADE İÇİLDİ
Bİ SEN GÜZELLİK TURAP ANLADIM
BURAM, BURAM RAYİHAN FEZADA
ATMOSFERDE IŞIKLAR SIZIDA
KADER TECELLİ LEVHİ MAHFUZ’DA
DÜNYA DEĞERİ SERAP ANLADIM
Aşkım
Sevdanın karası beni mecnun ederse
Ellerimden, çöllere bağlayıp giderse
Viran diyarında bu gönül sen, sen derse
İnleyişime koşar gelir misin aşkım …?
Yıkılmış, metruk derin umutlar izinde
Orkidem, resim olur musun gözümde
Rayihanı nefes, nefes solusam özümde
Ummanı sevdama hep dalar mısın aşkım
Mahşere dek koysam yüreğimi eline
Sinemden sızmış sevdan en derine
Eğer şafak sökmezse, günüm seherine
Nadidem, gül güneşim olur musun aşkım,
İzini Sürsem kuytusunda diyarların
Aşkınla yağmurusun benim baharların
Şiddetiyle çok yakıyor, sevda harların
Kollarıma, kolların salar mısın aşkım
Irağımda olsan da hasretin çekerim
Mevsim kurağında gözyaşlarım dökerim
Filizi aşkını, kalp köşküme dikerim
Dünyamda beni, bendençalar mısın aşkım...
Sam Estin Ansızın
Sam estin sineme, bir seher yeli
Bahçem, bağım harap oldu ansızın.
Boran,karlar, kasırgalar misali
Düzüm, dağım harap oldu ansızın.
İlk baharsız geçen yıllara döndüm
Yapraksız, dikenli dallara döndüm
Mızrapla kırılmış tellere döndüm
Aşk merağım harap oldu ansızın.
Şems kızıllığıyla aşkına yandım
Dağ ten hası yamaçlara kapandım
Gül bahçelerine tarla, tapandım
Dur, durağım harap oldu ansızın
Sen olmadıkça Dünyam bana yastı
Ayrılık aşkımız bağını kesti
Kalbimin köşkünde ruhumu astı
Bu yüreğim harap oldu ansızın..
Yazarım Bil
Senin sevdan dalgalansa gülüm
Aşkla kulaç, kulaç yüzerim bil
Tutsa elin, bırakmaz ki elim
Bir ömür birlikte gezerim bil.
Seher-ime badi sabah ol es
Seni çeker ruhum nefes, nefes
Bam başkasın, ne his ne heves
Hayatıma aşkla yazarım bil.
Gönül vefayla erer kemale
Gönlüm bahçe eyledim, sen lale
Koyacaksan, koy beni her hale
Aşkın tılsımıyla çözerim bil.
Kara sevda sabırla demlenir
Dertdar çaresizlikle gamlanır
Sönmüş alevler közle canlanır
gecene yıldızlar dizerim bil..
Ne bir çiçek, ne de bir gül, sen baharımsın
Gündüz hayalim, gece rüyam, seherimsin
Tenime sinmiş, can pahası değerimsin
Kaderim mihenk taşında sıkıyor beni
Feleğim oldun çarkına kaptırdın beni
Un ufaltıp rüzgarlara serptirdin beni
Naçar divane, sevdana çarptırdın beni
Deli, deli çekiyor sana, çekiyor beni
Aşkım yıkıldım, aşkın yıkıyor beni...
Tek Sevdanı Gönül
İnsanın babası, Âdem’den bu yana
Ateşi sönmeden, daim yana, yana
Damla, damla iken; dönüşüp tufana
Gönül; akıp giden, tek sevdanı gördüm
Aşkın dalındayken, gülden güzel kokan
Aslanken ceylana, mahzun boyun büken
Bam teliyle tonlar, çileyle gam çeken
Gönül; çekip giden, tek sevdanı gördüm
Ansız bir bakışa, mazhar ahu zara
Sınırsızca düşen, limitlerde dara
Dikilse de dağlar, bendi kıra, kıra
Gönül; yıkıp giden, tek sevdanı gördüm
Issız çölde sere, alt eyleyen taşı
Feda muradına, binler yiğit başı
Gerçek harmanlayıp, bulutlardan düşü
Gönül; döküp giden, tek sevdanı gördüm
Bazen çöllere nüven, delice sürgü
Gâh kör düğüm köze, alevlerden örgü
Yazımsız kaide kuralın, sadece görgü
Gönül; bakıp giden, tek sevdanı gördüm.
Bir Leyla’sın yalnız, tevehhümde sonsuz
Kiminde âlisin, kiminde ise densiz
Gül bahçelerinde, dala harı ansız
Gönül; yakıp giden, tek sevdanı gördüm
TEK LEYLA
1
Sevdalara örnek, tam vefaydı
Şıp sevdiklere, zıt cefaydı
Tüm tarihlerde, bir defaydı
Geldi geçti o, bir tek Leyla
2
Har gibi yaktı, sineleri
Onun gibi yok, yineleri
Ağlattı genci, nineleri
Seldi geçti o, bir tek Leyla
3
Daha böyle hiç, doğdu mu ki
Bu zamanlara, sığdı mı ki
Sine sevdayı, sağdı mı ki
Doldu geçti o, bir tek Leyla
4
Maşuka köle, esirlere
Özgürlük oldu, kusurlara
Vurulu damga, asırlara
Yıl’dı geçti o, bir tek Leyla
5
Doğan aşklara, bir sabahtı
Sevdaya sultan, kara bahtı
Kafdağı tacı, sahra tahtı
Çöldü geçti o, bir tek Leyla
6
Eşsiz hasreti, taş inletti
Mecnun ismine, baş dinletti
Sine köz gözde, yaş anlattı
Dil’di geçti o, bir tek Leyla
7
Görünmedi hiç, eşi dengi
Gerçek sevenin, şart mihengi
Ölümsüzlüğe, gül rengi
Çaldı geçti o, bir tek Leyla
8
O yaşamıştı, gönüller yazdı
Sazlar sedayla, tele düzdü
Dağlar yamaçlar, ona düzdü
Soldu geçti o, bir tek Leyla
Zarif Eyle Ya Rabbi
İlim, irfan, izanla; takviye olmuş imana
Ayet, hadis, içtihat; filiz salmış zamana
Makro, mikro; teknikle; güman kalmış Rahman’a
Maarif eyle Ya Rabbi; maarif eyle Ya Rabbi.
Günah öze dağ basar, çırpınışlar ard, arda
Nuru arıyor gözler; münkir der Allah nerde
Güneşin bir ışığı; binler yıldıza perde
Tarif eyle Rabbi; tarif eyle Ya Rabbi.
Vahşet içinde beşer, evlada maktul baba
Bin müskire kanmıyor , dadanmış esrar habba
Yaşar hayatı hoyrat, vahşi hayvandan kaba
Zarif eyle Ya Rabbi; zarif eyle Ya Rabbi.
İslamiyet ne güzel, raiyeti güzellik
Hangi ruhta kabulse, sirayeti ezellik
Gördük yüzler yol gayri , ulaştığı rezillik.
Arif eyle Ya Rabbi; arif eyle Ya Rabbi.
10- Sormasın Olur mu?
Sen dalda yaprak değilsin
Ki mislin yerine gelsin
Hakk seni muhatap alsın
Değer sormasın olur mu?
Değer sormaz olur mu hiç.
Değer sormadan olur mu?
Kimdin ki geldin buraya
İraden aldın araya
Necisin nerden, nereye
Diyar vermezsin olur mu?
Kıyametle doğar fecir
Yaptığın bütün şey ecir
Kimi zahit, kimi facir
Nur_nar kurmazsın olur mu?
Hayatla her şey bahşeden
Nankör azgını taş eden
Sana tevhidi nakşeden
O yar(server) sormaz olur mu hiç?
Nebinin hep övdükleri
Muhiplerin sevdikleri
Kerbelada öldükleri
Canlar sormaz olur mu hiç?
Varken önünde bin imkân
Tutsan kötülüğü mekân
Kurtarman, tutulur yakan
Diğer sorulmaz mı hey dost.
25.03.2012
5- Gerçek Dost
Bakışı bahar, dönmez kışlara
Yâdında dönüşürsün yaşlara
Gurbetten, gurbete göçen kuşlara
Sorar seni yar gibi gerçek dost.
Cezbe olur cana katar canı
Aziz âlidir olmaz deni
Şefkat kanadına takar seni
Uçurur seni yar gibi gerçek dost
Diyar mesafesi olsan ırak
Hasretin çekerek eder merak
Dikenli dalına olur yaprak
Sarar seni yar gibi gerçek dost
Hicran olursun dertli halinde
Hülyanı görür ikrar dilinde
Mecnun olur Leyla çölünde
Arar yar gibi gerçek dost
------------------01.10.2011
5.0
100% (14)