6
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1110
Okunma

sıralı dizelerden, takvim rakamlarına düşer
diri tümceler hortlamaz hokkadan bir müddet
cicili diyez kılıflar giyinir yüzüm
esrik tamlama sığınağına yamanır
o güzelim su çiçeği ülkenin adı
ihtimal, nesli tükenenler listesine yazılır bir vakit...
lâl koyaklarda sallarım seni
karanlık patika erişimli düşlerde
gebe mevsimlere boşaltıp nefesini
bilmem
unutacak kadar kaybedebilir miyim izini yine de
başıboş orman türküleri sararım bir müddet hafızama
çıkamam belki çıplak ayakla karşına
siyaha boyarım nasırlarımı
nikotin torbalarına asarım
yine ’’bir içim su ’’ diye tutturursa gözlerim
o zaman söz
içi boşalmamış fıçılara hapsederim bu kez !
alnımın ardına tüneyip saklanırsa yine, o kavi melodram
söküp çıkarırım zihnimin lâl pervazından
sustururum sesimin kör ayazını
çiviler, dondururum
maziye açılan tüm pencerelerin baharını
budarım elemleri o vakit erken güzde
çok dayanamazsam
kinayeli ağlama versiyonları alırım uyku öncesi
ıslanır da çekerse tuzla
saklarım bıçakları, yok ederim ucu keskin metaforları
vaftize yollarım ellerimdeki kokuyu, çok çok
yine döner de geriye
abanırsa üzerime o aksi ses
sana söz
o melanet kurşunları vururum teker teker bu kez
sana, sen kadar yemin!..
ToprağınSesi
.
5.0
100% (8)