8
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2155
Okunma

Yüzsüz gecenin karanlığından çıkıp geldi düşlerim.
Kasıklarında ince sızıyla toprağa düşen gelinler gibi
Yüzüme azabını haykıran hayatı silkeliyorum...
Yaz sıcağının terli ellerinden düşecek bir damla yağmurun hasretiyle,
Dönsem yüzümü ateşin harına;
Cehennem,
Uzatsam birikmiş cümlelerimi ucu kırık kalemime;
Cennet,
Dönüp dolaşıp gelsem yine yüreğine;
Araf...
Topraktan gebe kalmış benliğimi evlatlık verdim
Denizlerin serin kıyılarına...
Ateşe düşse dilim,
Göz süzse en alacalısından bir mavi
Uzatsa gözlerini güneş,
Yakarcasına baksa
Ve ben un ufak olsam isyan edip mayama...
Sarıldığı gazetenin 3. Sayfa haberine
Nasıl aldırış etmiyorsa bir köpek öldüren şişesi
Bende aklımın kıyısında örümceklenmeye yüz tutmuş
Hatıralarımı önemsemiyorum...
‘’Yediveren bir şiir yazıyorum ki
Her mevsim dilimin ağusunu gidersin...’
Ölmeye yatmış meleklerin ellerine sarıyorum hüzünlerimi
Çıkarıp attığım her gözyaşımın ardından çıplak kalan bakışlarımla
Anadan doğma bir nazara uğruyorum...
Başımda nefesinde derman aranan kadınlarla tekrarlıyorum
Elemtere fiş kemgözlere şiş
Elemtere fiş kemgözlere
Elemtere fiş
Elemtere
Elem...
Elem...
Yavaştan
Yüreğime işliyor sanki...
İnce hastalıktan ölecek tazeler gibi
Düşürüp bakışlarımı sızlayan rüzgârın katarına
Dayayıp başımı ellerinin yangınına, fikrimi yakıyorum...
Güne kavuşan gecenin aydınlığında
Küllerinden yeniden doğuracağım bir zümrüdü ankayı umutla...
Ağustos’2010 Aydın...
5.0
100% (8)