Denizin çocuklarına ….
..

Güneş duasına çıkalım nani’m

Kovalım sisleri artık, bahar geldi bak
Armağan edelim rüzgârı
Kırmızı elma yanaklı çocuklara


Düz ovalar yok nani’m
Kalk gidelim yavaşça
Sıralı dağlı evimize
Yüksek yaylalarda ağustos karları
Küçük dereler tepelerden aşağıya
Gün boyu yağmurlar, sislerin büyüsü
Denizi sarmaladı dikine
Çatladı dudakların



Eski evler, ustalıklar
Gözdolması, yılların ahşap güzellikleri
Otuzlardan kalma ama dimdik ayaktalar
Tıpkı nehir yataklarının yıllara meydan okuması gibi
Eski dostluklar
Köyün ortasında kahve sohbetleri
Yetmişlik dedenin sigarasında
Tüten bir zaman var nani’m



Sonra yazları eyvan oturuşları
El değirmeninde öğütülen mısırlar
Kestane, karayemişler
Çıralı çamlı evler
Seranderin önünde morca böğürtlen
Kış odaları anlattı anıları nani’m
Saç beliglerine



Kadınlarımız
Gölgelerine basıp yürüyen kadınlarımız
Sabah vakti
Akşam üstleri
Sırtlarında çalı destesi
Fındık çuvalı ve çay sepetleri
Elleri çatlak sisli kadınlar
Ağıttan kadınlar



Denizin hırçınlığına bakalım nani’m

Kayalıklara vuran sert yankılara
Çalkalandıkça yüzyıllık tarihi anlattı
Konuştu kıyılar
Takalar ve gemiler, köpükler
Gümüş rengi oynaşan balıklar bir de
Gemiciler, ağları çeken balıkçılar
Deniz hayat ve fırtınada
Kuşdili yankısı
Ayrılıklara inat
Dağların doruklarında şenlik havası
Tahta beşikler ninnilendi




Önce toprak, demir ve tunç
Sonra bakırlar oymalı testiler
Gemici kancaları koylar boyunca
Kayıkların iskeletinde mavi deniz
Eski dokular gözlerimizde
Genzimizde kokular
Bir güneş sonrası sessizlik
Kalk yürüyelim nani’m
Sıralı dağlarda evimiz



Aysu