O şehirde doğacaksın
Tanımadığım bir kentde,
Ormanların ardında,
Sıska kadının kollarında,
Güvercin kanatlarıyla
Umutla büyüyeceksin.

Ah benim yetim düşüm
İstanbula mırıldanıyorum
Hayal kura bildiğim tek yere,
Martılar takılırken gözlerime,
Sana bulutları yolluyorum
Üzerinde beliren resme bak
Ve dağılışına beyaz boyanın...

Kuşkusuz;
Bir dostumdan alacağım haberini;
Kör ebe,yakar top oynuyorsun
Bazende oyuncak silahınla
Sen sen ol çocuğum
Gerçege çevirme elindekini
Kim ister ki, uzak olsada
Bayram sabahı gelecek
Ölümün o siyah haberini..

Korktuğun gecelerinde olacak
Şu kadının ellerinden tutun
Ekmeği yaratan emek gibi
Sarıl zafer akşamı gecelerde
Masallar söylediği için değil elbette
Annen olduğunu düşündüğün için asla!
Sırf insan olduğu için kucakla..

Şimdi;
Yürümek isterdim seninle
Zincirini kıran babalar gibi,
Bir göl kenarına giderdik,
Kundakdaki ölüleri izleyerek
Ölümsüz kuşları selamlar
Ayak izlerini izleyerek
Pusulasız bulurduk evimizi..

Türkü dinlemelisin
Ağıtlarıda
Namussuzları da
Filistin onurunu anlatanlarıda
Savaşın analarınıda
Dirilen ölü agbilerinden
Duyacağın marşlarıda...

Ben
Susmaya yakınken;
Birtek annen kaldı dibinde
Ürperme fırtınalı gecelerde..

Silahsız bir dünyanın adıyla
Nabsının her attığında
Daha çok, daha fazla
Özgürlük uğruna
Onurlu yarınlara evlat...