12
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
2188
Okunma
Vaktiyle çok küfürbaz bir adam yaşıyormuş
Zamanla bu ününden hayli utanır olmuş.
“Sövgüye düşkünlüğüm miras değil ki soydan
Acep nasıl geçerim kahrolası bu huydan!”
Düşüncesiyle gitmiş tekkeye koşar adım
Ve şeyhine demiş ki: “Dervişliktir muradım!”
Şeyh efendi bakınca görmüş halis niyeti
Almış onu dergâha hazırlamış diyeti:
“Bak efendi! Dervişlik, süsünden kurtulmaktır
Zaaflardan arınmak; Hakk’ı, içte bulmaktır.
Yolun sabırdan geçer sabır zorlu zanaat
Tövbe edersen âlâ ve durmadan kıraat!
Okuyup üflediğim baklaları alıkoy
Birini dil altına kalanları cebe koy
Konuşmak isteyince diline görünecek!
Küfretme isteğinden anında döndürecek
Yalnız şunu unutma bu hummalı bir iştir
Ağzında eriyeni yenisiyle değiştir.”
Cidden, dendiği gibi, o eski huy kaybolur
Bizimki hiç küfretmez diline sahip olur.
Halkına kılavuzluk dervişliğin şanından
Şeyh yeni müridini eksik etmez yanından.
Yine böyle gezerken yağmur boşanır birden
Oluklar dolar taşar, sokak farksız nehirden.
Küçük bir kız haykırır âdeta hançereden
“Şeyh efendi!..” sedâsı, yükselir pencereden.
“Biraz durur musunuz!” der, pencereyi kapar
Bizimkiler çaresiz istenileni yapar.
Damlalar sicim gibi, yağış o kadar çoktur
Etrafta sığınacak bir saçak bile yoktur.
“Çalsam kapıyı, desem, arzunuzu buyurun…”
Kız tekrar cama çıkar; “Azıcık daha durun!”
Şeyh içinden; ”Lâhavle…” çekse de ervahına
Beklememek mugayir, tarikat adabına!
Tövbekâra göz atar, O da sabrı tartmakta
Ve yağmurun şiddeti giderayak artmakta
Bu rahmette değil ten, ilik bile ıslanır
Sabır da bir noktada sebatından usanır.
Dervişin rengi mosmor öfkeden patlayacak
Doya doya küfretse içi rahatlayacak.
Sonunda üçüncü kez pencere aralanır
Kız: “Gidebilirsiniz!” der, şeyh de meraklanır:
“Behey güzel evlâdım neden böyle beklettin?
Sebepsiz yere bizi, bak sırılsıklam ettin!”
“Efendim, boşa değil, hoşgörün rızamızı:
Kuluçkaya yatırdık, gurk tavuklarımızı
Yumurtayı koyarken tepeli görmek kârmış
Piliçlerde tepeli olur horoz çıkarmış(?)
Annem size bakarak yumurtaları koydu;
Sizi durdurmamıza yegâne sebep buydu!”
Densizliğin böylesi ve şeyh çileden çıkar:
“Ulan derviş ağzından baklayı artık çıkar!”
Sözün özü;
Bakla deyip geçmeyin, dilde ne sırlar saklı
Çıkıyorsa ortaya, düşünmeli; kim haklı!
08.04.2011 23.18
19.04.2011 22.20
Salih ERDEM / AYDIN
5.0
100% (9)