havanın kabuğu varmı
rüzgarın dili
bakışların sesi...
dağılan duman gibi
saçları dağınık hayal sevgili

/bir miktar hava uzayın boşluğunda
ağır geliyor galiba ...insana/

kaçış yollarımızın tümü düş sığınaklarımızda çıkış yolu sayılır

gözlerinden okunuyor ilkbahar sevincin
ağız dolusu gülmelerin dökülüyor
rehavetin parmak uçlarında
mürekkepten hicaz bir sesleniş
kabul gördüğünde/aşka hidayet
ve kim olursa olsun...
yüreğin akan bir yaşam çıkışıdır sarp yamaçlara
aksanın bir dağ köylüsü
sarmal kış uykusunda bahtın

hayatın çöplerinden ayıkladığım kadarıyla
sana t/utkun düş soframda
daima sen varsın
ilk bakışların...

yol açılır göğün rengine/rahmine
gece gündüz fark etmez
öncül artçı değil ki serenat doğa melodik bir tını sadece
kara kutusunda
ölüm tutkusu
süreklilik...

bakışlarınla akarsın damarlarına bedenimin
kana karışır tekil seferlerin
ben sana her defasında yıkılır geçerim
aynada bir sakil yansıma
-uğruna dedi
uğruna ne feda değil ki
.........
isimler kayıp viran kentlerinde ülkemin

kalbime kayboldum

bul beni ey sevgilim