4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2037
Okunma

iki kanatlı
gıcırdayan
tahta
bir sokak kapısı,
şimdi
ağır ağır kapanır
kirpiklerim gibi
gözlerimin bebeğinde
belki de
o kapının önünde
bir çocuk
adı ayşe, adın ali, adım ihsan
ne fark eder ki
bir elimde salçalı ekmek
diğerinde bir baş yeşil soğan
saçım başım darmadağan
anacığım mutfakta hala
akşama hazırlık var
gaz ocağında çorba kaynar
karpuz çoktan suyun altında,
ağaçta asılı durur
filede dünden kalan yemek,
küpte kurbandan donuk kavurma
kedim yüzünü yalar patisiyle
radyoda yurttan sesler korosu
az sonra babam gelecek
çeyrek kalıp buzla elinde
yaşasın...
günlerden cumartesi
yemek sonrası
anannemin elinden cilveli kahve
sonrasında
yazlık büyük sinema
film başlayınca kabak çekirdeği
arada beyaz gazoz
daha sonra park içi
park klüpde çocuk bahçesi
tahir ün caddesinde bir tur
uzaklardan bana bakar
asık yüzüyle totocu mehmetali
sanki kulaklarımda çınlar hala
çorbacı doğanın o gür sesi
ve
eve dönüşte mavi köşe’den alınan
külahta o kocaman dondurma
gecemin belkide en güzel finali
uyanır gibiyim bir ara
hala ayni yerinde
sıska şeftali ağacı,
gövdesi kireç boyalı
dallarına sıkıca tutunup
asılı kalmak istediğim
o çocukluk günlerim
canımın içi, eski Akhisar
şimdi nerdesin
açılıp yaşanmıyor
yeniden hayat
iki kanatlı
gıcırdayan
tahta
bir kapı gibi
hani kapalı olsa da gözlerim
dünümden bir kesit sadece
masumca gördüğüm
ve bir daha yaşamak istediğim...
İhsan ÇAYBAŞI
5.0
100% (4)