2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1500
Okunma

unutma beni...
gülüşler doldurduğum avuçlarına değerse, bir gün
için sallandığında işte, ürperirse ağaçların
başına çökerse tavanı o tünelin
o, hiç geçmeyen zaman içinden
küfür yemler ağlamanı daya genzine
vur kendini kendine
ama
unutma beni...
sadece kalsın isterim yine
payı kârsız emeğimin bedava cilvesi
ama dur!
dik dur gözlerine şimdi
kır belini ayın
ama faraziyelerle tutulma uykuya
işte, boğazını sardığında hıçkırıklarla çivili ağaçlar
gövdende yanarken mevsimler
tükendiğinde işte son yapraklar
unutma beni
hatırla...
doyamamıştım gençliğe açtım daha
daha büyürken hayaline
aşk budur işte!
bu olmalı demiştim
aşk kenti
umarsız adına
sevmiştim seni mevsimsiz
olur mu demesin kimse
pembe kuzularım menekşe kuşlarım vardı
dalmaçya yalanlara taranmış saçlarım
ve belli bir eksende dönen kıskanç sancılarım!
ve çok emindim
içimde hiç susturamadığım
ve hiç tarif edemediğim
bir başkası daha vardı
dudakları bana ait olmayan
benden daha cıvıltılı ve daha küçük
ve seni benden daha iyi tanıyan
ikimizin canı bir yanarken tanıyordum onu sadece
bir tahtaya kalktığımda gelirdi yanaklarıma
suskun bir hazırol vaziyetinde
bir de seni görünce
sinemde öldürücü bir pervasızlıkla uçarken gamzelerin...
hiç farkında değildin
hatta, sen kendinde bile değildin!
ama artık bendeydin...
evet, kırk kapılı bir yangına köleydim
ve sen öğretmenim bile değildin...
hırçındım
ayazından soluksuz üşür kesilirdim
suya şimşeğini çaktığında yakamoz
tutardım ellerimle çözerdim güneşi
_saçların_
bir bir bağlardım demetleri sonra
kızardın sen
nasıl hoşuma giderdi
anlatamaz, diyemezdim ama
nefesime değdikçe tenin
işte yanardı, buz gibi yüreğim ...
payı kârsız emeğimin bedava cilvesi
dedim ya
ya hiç unutma
ya da hiç hatırlama beni!..
ToprağınSesi
.
5.0
100% (3)