TÜRKÜLER

26 Ağustos, 1981, Mamak
Türkülerin piri M. Özbek için..

YUSUF AKGÜL

Beş bin yıldır bir mirastır dillerde
Davullarda, kavallarda, zillerde
Yürek yürek, coşku coşku tellerde
Hasret olur bağrımızı deler hey
Türkülerde neler gizli neler hey…

Milletimin düşüncesi, duygusu
Ağlaşması, eğleşmesi, kaygusu
Düşmanımı deli eden korkusu
Maziden atiye öğüt salar hey
Türkülerde neler gizli neler hey..

Kalbi ak pak eden bir kalay türkü
El ele, kol kola bir halay türkü
Her Türk türkücüdür, her olay türkü
Dinleyenin benliğine dolar hey
Türkülerde neler gizli neler hey..

Derdimizi tasamızı yükledik
Dilimizi, töremizi sakladık
Onda hayat, onda umut bekledik
Sevdalının hasretini siler hey
Türkülerde neler gizli neler hey..

Bazen bir güzelin ceylan bakışı
Irmak olup deryamıza akışı
Yörük kiliminden ince nakışı
Manaların arasından güler hey
Türkülerde neler gizli neler hey..

Şu dağın başında kaval sesi var
Çalanın yanıkça bir nefesi var
Gidin sorun acep onun nesi var
Çobanın derdine koyun meler hey
Türkülerde neler gizli neler hey..

Kimisi Elif’tir, kimisi Suna
Saçları örgülü, elleri kına
On altı yaşında olmuş da ana
Aynalı beşikte bebek beler hey
Türkülerde neler gizli neler hey..

Yeni geçmiş iken çocukluk çağı
Daha kurumadan ana kucağı
Yiğide yol olur asker ocağı
Sabah akşam uykusunu böler hey
Türkülerde neler gizli neler hey..

Zenginin kızına vurulur oğlan
Başlık parasına sürülür oğlan
Gurbet ellerinde görülür oğlan
Kara tren düdüğünü çalar hey
Türkülerde neler gizli neler hey..

Hapiste bir mahkum çeker içini
Tutsaklık duygusu yakar içini
Akça kağıtlara döker içini
Derin derin hayallere dalar hey
Türkülerde neler gizli neler hey…